Yazar: AltÜst Dergi

AltÜst dergisinin Nisan-Haziran 2017 tarihli 23. sayısı çıktı. Referandum ve Sonrası kapağı ile çıkan dergi Kitapçılarda, internette ve AltÜst dağıtıcılarında. Satış noktaları için tıklayınız. Herkesten önce okumak için Abone Olun dergi çıktığında herkesten önce adresinize gönderilsin.

Read More

Ahmet Demirel Yükseköğretime Geçiş Sınavı’nın (YGS) 12 Mart 2017’de yapılan bu yılki Sosyal Bilimler Testi’nde 15’inci soru şöyleydi: “Afet İnan, Atatürk Hakkında Hatıralar ve Belgeler adlı eserinde Satı Kadın’ın Kazan Köyü’nün muhtarı olduğunu, seçimle köy idaresinin başına geçtiğini belirtmektedir. Satı Kadın’ın seçimle muhtar olabilmesi; cumhuriyetçilik, halkçılık, III. devletçilik ilkelerinden hangileriyle ilgilidir?” Cevap şıkları da şöyle verilmiş. “a. Yalnız I Yalnız II Yalnız III I ve II II ve III” Soruyu görür görmez cevaba bakmadan anında “hiçbiri” dedim. Şıklarda “hiçbiri” olmayınca, lise müfredatı ve soruyu hazırlayanların mantığıyla düşünmeye başlayarak devletçiliği hemen eledim. Geriye üç şık kaldı. Ya tek başına “cumhuriyetçilik” ya…

Read More

Sayı 22: Ocak-Mart 2017 İçindekiler: GÜNCEL “Kirli oyun” – Roni Margulies Başkanlık değil demokrasi – Şenol Karakaş Barış ne zaman – Hakan Tahmaz Şırnak’ta çalışmak – Adem Seleş Ben vatandaşın “yerli ve millî” olanını severim – Ufuk Uras  DÜNYA ABD’nin krizi ve yükselen direnişler – Özdeş Özbay Neoliberal uzlaşının sonu mu – Joseph Choonara  SÖYLEŞİ Aydın Engin ile söyleşi: “Cumhuriyet’in yayın çizgisini neden değiştirdiniz?” KADIN Şiddet ve kadınlar – Diren Cevahir Şen Kocalarını öldüren kadınlar YÜZLEŞME Mavi Marmara yanlış mıymış? – Eli Haligua Garip isimli meçhul Yahudiler – Işıl Demirel Bey ecnebi mi? Türkiye’de Kavgam – Rıfat Bali Hitler’in çocuk…

Read More

15 Temmuz darbe girişiminden beri tüm toplum diken üstünde oturuyormuş gibi, her felaket daha büyük bir felaketin habercisi olarak görülürken, TBMM haraç mezat anayasa değişikliği paketini görüşmeye başladı. Anayasa değişikliğinin temel amacı, “partili cumhurbaşkanlığı” adı verilen bir sisteme doğru değişiklik; ya da başka bir ifadeyle cumhurbaşkanı seçildiği günden beri AKP lideri olarak da davranan Recep Tayyip Erdoğan’ın hemen hemen tek siyasi otorite haline gelmesini sağlamak. Cumhurbaşkanı başdanışmanlarından hukukçu Mehmet Uçum, HaberTürk gazetesine verdiği röportajda, “…şu sıralar toplumsal uzlaşıya ihtiyaç olduğunu göz önünde bulundurursak, daha sakin bir ortamda tartışılması daha iyi olmaz mıydı?” sorusuna ilginç bir yanıt veriyor: “Mümkün değil. Anayasacılık…

Read More

7 Haziran seçimleri sonrasında hızla gelişen savaş ve siyasal kutuplaşma toplumda ciddi karamsarlığa yol açtı. Milliyetçi ve ayrımcı nefret söylemi siyasetin ve medyanın diline hâkim oldu. Kuşkusuz bütün bunlara 15 Temmuz darbe girişimi sonrası hükümetin geliştirdiği siyasal yönelim, uygulama ve öncelikler yol açıyor. Ancak çözüm sürecinin bitirilmesinin yarattığı sonuçlar da belirleyici oluyor. Çözüm sürecinde, PKK ile Türk ordusu arasında ilk kez çift taraflı ateşkes sağlanması nedeniyle iki yıldan fazla bir süre çatışma ve ölümler büyük ölçüde durmuş, savaşın sona ereceğine ilişkin umutlar hiç olmadık ölçüde yükselmişti. 7 Haziran sonrasında süreç kolayca bitirilerek beklentiler ve umutlar yerle bir edildi. Türkiye, bugün…

Read More

Küresel neoliberal düzen 2016 yılında iki ağır darbe yedi. Birincisi, Avrupa’nın ikinci büyük ekonomisinin Brexit oylamasıyla Avrupa Birliği’nden ayrılmasının gündeme gelmesiydi. ‘AB’de Kalalım’ kampanyası yapan büyük kapitalist şirketlerin ağıtları hâlâ yankılanıyor. İkinci darbe ise, ABD’nin serbest ticaret ilkesine bağlılığını tersine çevirmeyi ve büyük bir ekonomik teşvik paketi uygulamayı vaad eden Trump’ın başkan seçilmesiydi. Görünen o ki, Brexit sonrası iktidara gelen başbakan Theresa May de neoliberal ortodoksiden bir kopuşu temsil ediyor. Muhafazakâr Parti konferansında yaptığı konuşma, Adam Smith Enstitüsü’nden azar bile yedi. Enstitü attığı manşette, “May, problemlerimizin çözümünün piyasa olduğunu kabul etmeli” diye yazdı. May’in günahları, Enerji fiyatlarının kontrol altına alınmasını…

Read More

Dünyanın en zengin ülkesi ve en büyük emperyal gücü olan Amerika’da birkaç yıldır olağanüstü gelişmeler yaşanıyor. Bir yanda 2008 yılında başlayan ve hâlâ tam olarak üstesinden gelinemeyen ekonomik kriz, öbür yanda ülke ayrımı yapmayan ekolojik kriz, politik bir hegemonya krizi de yaratmış durumda. ABD’nin ilk Afro-Amerikan başkanı olarak tarihe geçen Obama 2008 yılında göreve gelir gelmez kapitalizmin 1929 yılından sonra yaşadığı en büyük küresel ekonomik kriz ile baş etmek durumunda kalmıştı. Bush yönetiminin Ortadoğu’da başlattığı savaşlara son vereceğini, ABD’deki ırkçılığa karşı mücadele edeceğini ve işçi sınıfı için bir dizi sosyal reform sözü vaat etmişken, trilyonlarca dolarlık parayı bankaları kurtarmak için…

Read More

“Yerlilik ve millîlik” özlemi Türkiye sağının geleneksel mottosudur. Yeni bir durumla karşı karşıya değiliz. Normal zamanlarda liberal, kriz dönemlerindeyse “yerli ve millî” olmak gerekir. AKP küreselleşmenin uyumlu aktörü olarak sörf yaparken,  altüst oluş döneminde hızla geleneksel sağın fabrika ayarlarına döndü. Şaşırdık mı? Hayır. “Millî güç olarak yedi düvelle mücadele ediyoruz” iddiasının kamuoyumuzda yeterince alıcısı var ki kendini konsolide ediyor. İrlanda atasözüdür: “Herkese kendi gazı güzel gelirmiş.” Batılılaşma maceramız boyunca “batıcılık”tan “batılı”ya geçemeyen münevverimiz şaşkınlık içinde. Batı dediğin sabit durmadığı için tam bir yere geliyorsun,  bakıyorsun ki Batı da bıraktığın yerde değil. Mesela, bugün mülteci krizinde Avrupa’nın tutumu utanç verici. Don…

Read More

Dünyada ve Türkiye’de geçtiğimiz iki üç hafta içinde şunlar yaşandı: Yemen’de bir intihar bombacısı 49 kişiyi öldürdü. Ölenlerin büyük çoğunluğu bir askerî üssün yakınlarında maaşlarını almak için kuyrukta bekleyen askerlerdi. Yaklaşık 60 asker de ağır ve hafif yaralı olarak hastaneye kaldırıldı. Katliamı IŞİD üstlendi. Sekiz gün öncesinde yine Aden şehrinde yine IŞİD’in üstlendiği bir başka patlamada 50 Yemen askeri ölmüştü. Berlin’de bir Noel etkinliğine yapılan saldırıda 12 kişi öldü, 48 kişi yaralandı. Alman polisi saldırının “terör eylemi” olduğunu tahmin ediyor. Türkiye’de önce Beşiktaş’ta, sonra Kayseri’de üç bomba patlatıldı. Polis ve askerin yanı sıra sivil vatandaşlar da öldü. Beşiktaş bombalarını TAK…

Read More

Ahmet Eken Kızıl Moskova Mihail Bulgakov Can Yayınları, 2016 Amacı yanlızca siyasal iktidarı değiştirmek olmayan, yaşamı her bir yanıyla yeniden inşa etmek, yeni bir dünya kurmak olan devrimlerin ilk zamanlarında yazılanları okumak hoş bir uğraş. Özellikle büyük laflardan ari, sıradan konular ve olaylar üzerine kaleme alınmış, günlük yaşamdan söz eden, küçük dünyalarında yaşayan insanları anlatan metinler, bir de mizahla yoğrulmuşsa keyif verdiği gibi öğretiyor ve düşündürüyor da. Mihail Bulgakov’un (1891-1940) öykü ve köşe yazılarının bir bölümünün yer aldığı Kızıl Moskova adlı kitapta bunları görüyoruz. Yazılar ilk kez 1921-1926 yılları arasında süreli yayınlarda yayınlanmış hicivli eleştiriler. Ancak yazar bunu sürdürememiş, tavrını…

Read More