Facebook Twitter Instagram
    Trending
    • Ulusalcılar kimlerdir ve “Yetmez ama evet”çilere karşı nasıl mücadele ederler?
    • #HEPİMİZGÖÇMENİZ Twitter’da
    • Bizans’ın Son Günleri
    • Haçlıların Bizans’a Çektirdikleri
    • Sebastiao Salgado: “Gözler çok şey anlatır”
    • Beyazlar Cazı Öldürmeye Çalıştı Müzik Kazandı
    • Käthe Kollwitz Kadınlar, anneler ve mücadele
    • Susamam
    Twitter Facebook
    Altüst Dergisi
    • Ana Sayfa
    • Satış Noktaları
      • İstanbul Satış Noktaları
      • Ankara Satış Noktaları
      • İzmir Satış Noktaları
      • Diğer İllerdeki Satış Noktaları
    • Abonelik
    • Yazı ve Danışma Kurulu
    • İletişim
    Altüst Dergisi
    Buradasınız:»Güncel siyaset»Aşağıdakiler rejimi altüst ediyor
    Güncel siyaset

    Aşağıdakiler rejimi altüst ediyor

    24 Nisan 2011Updated:16 Haziran 20153 Mins Read
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email

    2000’lerin başından bu yana gelişen sessiz altüst oluş toplumda derin bir yarılmaya ve saflaşmaya neden olarak sesli, görünür ve açık hale geliyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin rejim bunalımı, sadece egemen sınıfların ve onlar adına devleti yönetenlerin iç çatışmalarıyla değil, yakın zamana dek siyaset dışında kalmış ya da devletin sistematik zoruyla siyaset dışında tutulmuş milyonların demokrasi, özgürlük, barış ve insanca bir yaşam talepleriyle derinleşiyor.

    Rejimin, devletin, hükümetin ve meclisteki muhalefetin başı belada. Halkın geniş ve farklı kesimlerinin değişim isteği karşısında hiçbiri yetmiyor.

    Kıbrıs

    Kıbrıs’ın 1974’ten beri işgal altında olan kuzeyi altüst oluyor. ‘Kıbrıs Kıbrıslılarındır’ diyen on binlerin gerçekleştirdiği iki ‘Toplumsal Varoluş’ mitingi, adadaki statükonun barış ve çözüm isteyen Kıbrıs halkı tarafından artık kabul edilemez olduğunu gösteriyor. Başbakan’ın hakaretleri, sömürge memurlarının emirleri, çetelerin saldırıları Kıbrıslıların Türkiye’nin işgalinin artık son bulması isteğini bastıramıyor. AKP de, CHP de, MHP de işgalin devam etmesi konusunda birleşiyor.

    Kürdistan sivil itaatsizlik dalgasıyla altüst oluyor. Anadilde eğitim, seçim barajının indirilmesi, tutuklu Kürt siyasetçilerin serbest bırakılması, askerî ve siyasî operasyonlara son verilmesi taleplerini isteyen Kürt halkı on yıllardır Kürtleri inkâr ve imha etmiş rejimi köşeye sıkıştırıyor. Kürtler özgürlük istiyor ve bu talebi baskı, şiddet ve savaş yoluyla bastırma çabalarının toptan iflas ettiği ortada. AKP de, CHP de, MHP de “tek dil, tek bayrak, tek devlet” sloganında birleşiyor.

    Ergenekon

    Ergenekon davası ve darbecilikle yüzleşen milyonlar 17 bin faili meçhul cinayeti gerçekleştirenlere ve katilleri kollayanlara, Hrant Dink’i arkasından vuranlara, Zirve Yayınevi’nde üç Hıristiyan’ın boğazını kesenlere, cami ve müzeleri bombalamak gibi planlar yapanlara, dört darbeyle topluma balyoz vuranlara karşı ayakta. Gölcük’teki Donanma Karargâhı’nda gizli bir bölmede ele geçirilen 10 çuval belge, ordunun 2003’ten bu yana bir ağır çekim darbe sürecini başlattığını kanıtlıyor. Zirve katliamının azmettiricileri tutuklanıyor. Buna karşılık ‘Ergenekon yoktur’ sözü, iki gazetecinin tutuklanması ile başlayan basın ve düşünce özgürlüğü tartışmalarının arkasında durarak meşrulaşıyor. Dört yıldan fazla süredir Hrant Dink için linç emrini verenlerin hâla yargı önüne çıkmaması Ergenekon’un yaşadığını ve gücünü koruduğunu gösterdiği kadar, AKP’nin de devlet içindeki temizliği sonuna kadar götürmeyeceğini de ortaya koyuyor. CHP-MHP bloğu ise zaten temizliğe son vermek istiyor.

    Yeni anayasa

    12 Eylül 2010 Anayasa Değişikliği Referandumu’nda “Evet” ve “Yetmez ama Evet” diyen yüzde 58, işçilerin, yoksulların, alttakilerin demokratik ve özgürlükçü bir anayasa isteğinin ne denli güçlü olduğunu göstermişti. AKP yeni anayasayı seçim sonrası rafına kaldırırken, referandumda tarafsız kalan TÜSİAD, tıpkı 90’larda olduğu, gibi yeni anayasa isteyip ordu ve etrafındakilerden azarı işitince geri çekiliyor. Referandumda zenginler ve laik orta sınıflar tarafından desteklenen CHP-MHP’nin ‘Hayır’ bloğu anayasanın değiştirilemez olarak dayatılan ideolojik hükümlerinin arkasında tıpkı ordu gibi saf tutuyor.

    Seçimler

    Toplum altüst oluyor. Yarılma ve saflaşma derinleşiyor. İki ay sonra gerçekleşecek seçimler ise tıpkı 2007’nin bir kopyası gibi ve taraftarların sansasyonel beklentilerine rağmen, olabildiğince heyecansız. Kürt halkı kendi temsilcilerini güçlü bir şekilde meclise yollamak istiyor, Batı’da yaşayanlar ise AKP ile CHP-MHP’nin kutuplaşması karşısında kendilerini temsil edecek bir siyasî güç bulamıyor. AKP statükonun bir parçası olurken, muhalefet alanı statükonun bekçileri tarafından dolduruluyor. Buna karşılık, 2011 seçimlerinin ekseni siyasi üst yapıdaki çürümüşlüğe karşı aşağıdakiler tarafından belirleniyor. Haziran 2001 seçimlerine giderken, toplum Kürt sorununu, ırkçılığı, düşünce, inanç, ifade ve örgütlenme özgürlüğünü tartışıyor.

    Değişim

    Halkın geniş ve farklı kesimleri değişimin motoru olabilecek mi? Darbeler düzeninin sona ermesini, akan kanın durmasını isteyen milyonlar rejim yanlısı güçlerin hakkından gelebilecek mi? Sözde değil özde demokrasi, herkes için demokrasi ve adalet, insanca bir yaşam, çetesiz, darbesiz ve savaşsız bir Türkiye mümkün olabilecek mi?

    Değişimin önünü açacak, demokrasinin sınırlarını radikal bir şekilde genişletecek, statükonun denklemini altüst edecek olan toplumsal dinamikler 12 Eylül referandumunda “Yetmez ama Evet”  ve “Boykot” diyenlerdir. Rejimin krizine aşağıdan çözüm, bu iki dinamiğin yan yana gelmesine, yeni anayasa, barış, özgürlüklerin kazanılması için, ırkçılığın son bulması için mücadele etmesine bağlı.

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email

    Related Posts

    İklim İçin Küresel Bir Hareket

    İklim Krizine Giriş

    Toplumsal Çöküş ve İklim

    Comments are closed.

    Ara…
    İnternetten Satın Al!
    • N11
    • KitapYurdu
    • Idefix
    • D&R
    • GittiGidiyor
    • Pandora
    • Kabalcı
    • Sözcü Kitabevi
    • İlkNokta
    • Eganba
    • KitapCadde
    • PuntoKitap
    • Simurg
    • Nobel Kitap
    • Sol dergi ve gazete arşivi - SolYayin.com
    Eski Sayılar
    AltÜst Dergisi Eski Sayılar
    Etiketler
    Altüst altüst dergisi içerik altüst içindekiler Anayasa Arap devrimleri Araplar Ayrımcılık Azınlıklar Barış Cinsiyetçilik Demokrasi Devlet Devrimler Din Edebiyat Ekonomi Ekonomik kriz Emperyalizm Ergenekon Ermeni sorunu Ermeni Soykırımı Irkçılık Kadın hareketi Kapitalizm Kemalizm Kitap Kriz Kültür ve sanat Kürt hareketi Lenin Marksizm Meltem Oral Milliyetçilik Modernite Roni Margulies Savaş Sosyalizm tartışmaları Soykırım Suriye Devrimi Tarih Toplumsal sorunlar TÜRKİYE SİYASETİNDEN SAHNELER Özgürlük mücadelesi İktidar İslam
    © 2023 - Altüst
    • Künye
    • İletişim

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.

    Tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en alakalı deneyimi sunmak için web sitemizde çerezler kullanıyoruz. "Kabul Et" seçeneğine tıklayarak, TÜM çerezlerin kullanımına izin vermiş olursunuz.
    AyarlarKABUL ET
    Manage consent

    Privacy Overview

    This website uses cookies to improve your experience while you navigate through the website. Out of these, the cookies that are categorized as necessary are stored on your browser as they are essential for the working of basic functionalities of the website. We also use third-party cookies that help us analyze and understand how you use this website. These cookies will be stored in your browser only with your consent. You also have the option to opt-out of these cookies. But opting out of some of these cookies may affect your browsing experience.
    Necessary
    Always Enabled
    Necessary cookies are absolutely essential for the website to function properly. This category only includes cookies that ensures basic functionalities and security features of the website. These cookies do not store any personal information.
    Non-necessary
    Any cookies that may not be particularly necessary for the website to function and is used specifically to collect user personal data via analytics, ads, other embedded contents are termed as non-necessary cookies. It is mandatory to procure user consent prior to running these cookies on your website.
    SAVE & ACCEPT