Facebook Twitter Instagram
    Trending
    • Ulusalcılar kimlerdir ve “Yetmez ama evet”çilere karşı nasıl mücadele ederler?
    • #HEPİMİZGÖÇMENİZ Twitter’da
    • Bizans’ın Son Günleri
    • Haçlıların Bizans’a Çektirdikleri
    • Sebastiao Salgado: “Gözler çok şey anlatır”
    • Beyazlar Cazı Öldürmeye Çalıştı Müzik Kazandı
    • Käthe Kollwitz Kadınlar, anneler ve mücadele
    • Susamam
    Twitter Facebook
    Altüst Dergisi
    • Ana Sayfa
    • Satış Noktaları
      • İstanbul Satış Noktaları
      • Ankara Satış Noktaları
      • İzmir Satış Noktaları
      • Diğer İllerdeki Satış Noktaları
    • Abonelik
    • Yazı ve Danışma Kurulu
    • İletişim
    Altüst Dergisi
    Buradasınız:»Güncel siyaset»Sudan: Devrime Devam
    Güncel siyaset

    Sudan: Devrime Devam

    06 Ocak 2020Updated:09 Ocak 20203 Mins Read
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email

    Rahmi Morgül

    Arap Baharı, sadece Ortadoğu’nun değil, başta Amerika olmak üzere dünyanın bütün egemen sınıflarına müthiş bir korku yaşattı. Bölgedeki bütün diktatörler, krallar, şeyhler ve çevrelerindeki asalaklar sürüsü can derdine düştü; zaten istikrarsız olan bölgenin kontrolünü elinde tutmaya çalışan Amerika dizginleri elinden kaçırma kaygısına kapıldı; Amerika’nın bölgedeki jandarması olan İsrail jandarmalık edemeyeceği bir gücün yükselmesi karşısında paniğe kapıldı.

    Hep birlikte, vahşice bir şiddet kullanarak, darbeler ve savaşlarla Arap devrimlerini bastırdılar, birer birer yenilgiye uğrattılar. Karşı devrimlerin acısını Suriye, Mısır ve Yemen halkları hâlâ yaşıyor, yenilginin faturasını hâlâ kanla ödüyorlar.

    Doğru, 2011’de başlayan ve ülkeden ülkeye yayılan Arap devrimleri 2013’te artık yenilmişti. Ama bu arada Tunus, Mısır ve Yemen’de yirmişer otuzar yıllık diktatörlükler devrilmiş, Suriye’de Esad devrilmenin eşiğine gelmiş, iktidarını ancak ülkeyi yangın yerine çevirerek koruyabilmişti. Bunu artık ne egemenler, ne de diktatörleri devirenler unutabilirdi.

    İktidar hedefi

    Arap devrimlerinin iki temel sorunu vardı. Hepsi çok kitlesel ve çok kararlı olmakla birlikte (ve diktatörleri tam da bu sayede devirebilmiş olmalarına rağmen), aslen birer sokak ve meydan hareketi olma özelliğini aşamadılar. Hareketler elbette emekçilerle yoksullardan oluşuyordu, meydanlardaki kalabalıkların önemli bir kısmını emekçiler oluşturuyordu, ama bu emekçiler aslen işyerlerinde örgütlü değildi, mücadeleyi işyerlerine taşıyıp grevlere, genel grevlere, rejimleri felç eden eylem biçimlerine dönüştüremediler. Sadece Mısır’da, işçi sınıfının en büyük, en örgütlü, mücadele geleneği en yüksek olan Arap ülkesinde, sınırlı bir genel grev gerçekleşti; Mübarek’e can alıcı darbeyi vuran da bu oldu. Ama grev devam etmedi, yayılmadı, iktidarı hedeflemeye başlayan işçi örgütlenmelerini doğuramadı.

    İkinci sorun, bu işçi örgütlerinin gerekliliğini vurgulayan, diktatörü devirmenin yeterli olmadığını, işçilerin kendilerinin kendi kurumlarıyla iktidarı hedeflemesi gerektiğini savunan siyasî örgütlerin yokluğu veya zayıflığıydı. Devrimci siyasî örgütler, özellikle Mısır’da, vardı, fakat işyerlerinde yeterince kök salmış değillerdi, meydanlardaki kitleleri etkileyebilecek kadar büyük değillerdi.

    Bir diktatör daha

    Yaşanan yenilgiye rağmen Tahrir Meydanı’nın, domino taşları gibi devrilen diktatörlerin kolay kolay unutulmayacağı, kendi güçlerinin bilincine varan kitlelerin bunu kolay kolay unutmayacağı Mısır’daki askerî darbeden altı yıl sonra Sudan’da kanıtlandı.

    Yerli ve yabancı egemenlerin vahşi saldırısı karşısında 2013’te yenilen devrim hareketi, adeta bir yeraltı ırmağı gibi görünmeden akmaya devam etmiş ve Mısır’ın hemen güneyinde tekrar yeryüzüne çıkmıştı.

    Geçen yılın sonlarında, bu yılın başlarında Sudan’da 1989’dan beri, tam otuz yıldır hüküm süren diktatör Ömer el-Beşir’e karşı bir hareket başladı. Kitlesel gösteriler ülkenin her yanına yayıldı. Beşir’in tepkisi sıkıyönetim ilan etmek, hükümeti lağvetmek ve gösterilere şiddetle saldırmak oldu. Hiçbiri işe yaramadı. Göstericiler, tam Tahrir gibi, meydanları boşaltmayı reddetti. Nihayet 11 Nisan günü askerler Beşir’i devirdi. Onun yerine, Beşir’e yakınlığıyla bilinen General Awad ibn Auf’un başkanlığında on subaydan oluşan Geçici Askerî Konsey yönetime geldi.

    Devam

    Sudanlılar Mısır’dan gerekli dersleri çıkarmıştı. Meydanlar yine boşalmadı, gösteriler devam etti. Nihayet, bir gün sonra, Awad ibn Auf da istifa etmek zorunda kaldı. Onun yerine yine bir general getirildi, ama bu, gösteri meydanını ziyaret eden, “yumuşak” bir generaldi.

    Kitleler bununla da tatmin olmadı. Kitlelerin temsilcileriyle Askerî Konsey arasında, ülkeyi seçimler yapılana kadar yönetecek olan konseyin bileşimi hakkında görüşmeler başladı. Askerler konseyde çoğunluk sahibi olmak isterken, temsilciler sekiz sivil, iki asker talebini dayattı.

    Görüşmeler askerlerin istediği gibi gitmeyince, 3 Haziran günü silahlı kuvvetler göstericilere saldırdı; 118 kişi öldürüldü.

    Hareket yine geri çekilmedi. Bir hafta sonra üç günlük bir genel grev, iki hafta sonra devasa bir gösteri gerçekleştirildi. Asker tekrar masaya oturmak zorunda kaldı.

    Dışarıdan bakınca belli olmaz; işyerlerinde neler oluyor, neler tartışılıyor, hangi örgütlenmeler ortaya çıkmaya başlıyor? Şu kadarı kesin ama: Sudanlılar 2013 devrimlerinden öğrendiler, bütün Arap emekçileri bugün Sudan’dan öğreniyor. Devamı gelecek.

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email

    Related Posts

    İklim İçin Küresel Bir Hareket

    İklim Krizine Giriş

    Toplumsal Çöküş ve İklim

    Comments are closed.

    Ara…
    İnternetten Satın Al!
    • N11
    • KitapYurdu
    • Idefix
    • D&R
    • GittiGidiyor
    • Pandora
    • Kabalcı
    • Sözcü Kitabevi
    • İlkNokta
    • Eganba
    • KitapCadde
    • PuntoKitap
    • Simurg
    • Nobel Kitap
    • Sol dergi ve gazete arşivi - SolYayin.com
    Eski Sayılar
    AltÜst Dergisi Eski Sayılar
    Etiketler
    Altüst altüst dergisi içerik altüst içindekiler Anayasa Arap devrimleri Araplar Ayrımcılık Azınlıklar Barış Cinsiyetçilik Demokrasi Devlet Devrimler Din Edebiyat Ekonomi Ekonomik kriz Emperyalizm Ergenekon Ermeni sorunu Ermeni Soykırımı Irkçılık Kadın hareketi Kapitalizm Kemalizm Kitap Kriz Kültür ve sanat Kürt hareketi Lenin Marksizm Meltem Oral Milliyetçilik Modernite Roni Margulies Savaş Sosyalizm tartışmaları Soykırım Suriye Devrimi Tarih Toplumsal sorunlar TÜRKİYE SİYASETİNDEN SAHNELER Özgürlük mücadelesi İktidar İslam
    © 2025 - Altüst
    • Künye
    • İletişim

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.

    Tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en alakalı deneyimi sunmak için web sitemizde çerezler kullanıyoruz. "Kabul Et" seçeneğine tıklayarak, TÜM çerezlerin kullanımına izin vermiş olursunuz.
    AyarlarKABUL ET
    Manage consent

    Privacy Overview

    This website uses cookies to improve your experience while you navigate through the website. Out of these, the cookies that are categorized as necessary are stored on your browser as they are essential for the working of basic functionalities of the website. We also use third-party cookies that help us analyze and understand how you use this website. These cookies will be stored in your browser only with your consent. You also have the option to opt-out of these cookies. But opting out of some of these cookies may affect your browsing experience.
    Necessary
    Always Enabled
    Necessary cookies are absolutely essential for the website to function properly. This category only includes cookies that ensures basic functionalities and security features of the website. These cookies do not store any personal information.
    Non-necessary
    Any cookies that may not be particularly necessary for the website to function and is used specifically to collect user personal data via analytics, ads, other embedded contents are termed as non-necessary cookies. It is mandatory to procure user consent prior to running these cookies on your website.
    SAVE & ACCEPT