Facebook Twitter Instagram
    Trending
    • Ulusalcılar kimlerdir ve “Yetmez ama evet”çilere karşı nasıl mücadele ederler?
    • #HEPİMİZGÖÇMENİZ Twitter’da
    • Bizans’ın Son Günleri
    • Haçlıların Bizans’a Çektirdikleri
    • Sebastiao Salgado: “Gözler çok şey anlatır”
    • Beyazlar Cazı Öldürmeye Çalıştı Müzik Kazandı
    • Käthe Kollwitz Kadınlar, anneler ve mücadele
    • Susamam
    Twitter Facebook
    Altüst Dergisi
    • Ana Sayfa
    • Satış Noktaları
      • İstanbul Satış Noktaları
      • Ankara Satış Noktaları
      • İzmir Satış Noktaları
      • Diğer İllerdeki Satış Noktaları
    • Abonelik
    • Yazı ve Danışma Kurulu
    • İletişim
    Altüst Dergisi
    Buradasınız:»Demokrasi mücadelesi»Yerli ve Millî Nereye Kadar?
    Demokrasi mücadelesi

    Yerli ve Millî Nereye Kadar?

    23 Eylül 2017Updated:23 Eylül 20173 Mins Read
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email

    Roni Margulies

     

    Cumhuriyet Türkiye’sinin resmî ideolojisi seksen yıl boyunca Osmanlı’yı yok saydı. Hatta yok saymanın ötesinde, Kemalist ideoloji Osmanlı yüzyıllarını Türk’ün şanlı, müthiş ve mükemmel tarihinde bahtsız bir “uyku” ve gerilik dönemi olarak resmedip anlattı. Türk’ün büyüklüğünü, medeniyetini, askerî dehasını Orta Asya’ya dayandırdı. Zaman zaman bu açıdan bazı sorunlar yaşadı, çünkü Türklerin Asyalı değil Batılı (‘dolikosefal’ değil ‘brakisefal’) olduğunu da iddia etmek istiyordu, ama o kadarını pek beceremedi. Zaman zaman sadece Osmanlı yıllarını değil, İslam’a geçişten itibaren 1923’e kadarki tüm dönemi karanlık bir “kayıp dönem” olarak ifade etti, ama siyasî nedenlerle bunu da pek vurgulamadı.

    Tüm ilerilik, kültür, kahramanlık ve “mutluluk” Türklükten geliyordu, İslam ve Osmanlı bu yüce özelliklerin önüne set çekmişti. Şimdi, Cumhuriyet’le birlikte, Türk’ün önünde hiçbir şey duramazdı.

    Kemalizm’in başarısını azımsamamak gerekir. Müslüman, dindar, millî bilinçten tümüyle uzak bir toplumu Türklüğe ikna etti, Türk olmanın başlı başına bir gurur ve mutluluk nedeni olduğuna inandırdı. Toplumun önemli bir kesimi bu süreçte Müslümanlığa ve geleneksel değerlerine halel geldiği için rahatsız oldu, Kemalizm’in aşırılıklarından tedirginlik duydu, ama son tahlilde İslam kadar ve İslam’la birlikte Türklüğü de kutsamayı öğrendi, benimsedi.

    Ama devlet hep Türklüğü vurgularken, toplum hep İslam’la Türklüğü birlikte vurguladı. Bu nedenledir ki, Necmettin Erbakan hükümetine kadar toplumun çok geniş kesimleri devleti ve tüm hükümetleri kendine uzak ve yabancı buldu.

    Hem muhafazakâr hem mukaddesatçı (hem de, Nihal Atsız gibi sadece Türkçü olan bazı istisnalar haricinde, faşist) Türk sağı, ‘Türk-İslam sentezi’ 12 Eylül döneminde siyasî amaçlarla öne çıkarılmadan çok önce zaten özünde Türk-İslam sentezcisiydi. Türk, zaten Müslümandı, başka türlüsü düşünülemezdi. Osmanlı ise, bu sentezin şahikası, zirve noktasıydı.

    Kısacası, Kemalist devletin Türk milliyetçiliği tabanın inançlarını yansıtmıyor, her zaman doğru ama (İslam’ı ve Osmanlı’yı azımsadığı için) eksik bulunuyordu.

     

    Türk milliyetçiliğiyle muhafazakâr dindarlığın ittifakı

     

    Erdoğan/AKP hükümetlerinin her şeye rağmen ve hâlâ yüzde 50 civarında oy almasının, halkın geniş kesimlerince “kendilerinden” olarak görülmesinin temel nedenlerinden biri bu: Resmî ideolojinin, halkın kafasındaki inançlar açısından eksik kalan yanını, İslam/Osmanlı unsurunu, tamamlamış olmaları.

    Erdoğan ile devlet/Genelkurmay/Ergenekon arasındaki yerli-millî ittifak da bu temel üzerine kuruldu.

    Erdoğan/AKP’nin Kemalist devletle sorunu (İslam’ın azımsanması/dışlanması haricinde) bir sorunu hiç olmamıştır. Bütün Türk sağı gibi, Erdoğan/AKP de Türk’ün devlet kurma “yeteneğiyle” övünür, Türk devletini kutsar.

    Kemalist devlet ise, Çözüm Süreci’nin sona erdirilmesi, Gülen cemaatine savaş açılması ve Suriye’ye girilmesiyle birlikte Erdoğan/AKP hükümetinin işe yarar bir ortak olduğunun, üstelik geniş bir halk desteğine sahip olduğu için çok etkili bir ortak olduğunun farkına varmıştır.

    Yerli ve millî ittifak, Kemalist devletle geniş halk kitlelerini temsil eden bir hükümeti Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir araya getirmiş gibi görünüyor. Dahası, devletle göbek bağını hiçbir koşulda kesemeyen ana muhalefet partisi de bu ittifakla arasına mesafe koymaya bir türlü yanaşamadığı için, Türk milliyetçiliğiyle muhafazakâr dindarlığın göz korkutucu yükselişi önlenemez gibi görünüyor. Kısacası, yerli ve millî ittifak Türk egemen sınıfının tüm sorunlarını çözmeye yatkın bir aday gibi görünüyor.

    Yukarıdaki paragrafta üç kez “görünüyor” dedim. Dedim, çünkü her şey göründüğü gibi değil.

    Evet, Kemalist devlet, İslamcı gelenekten gelen bir partiyi terkisine alarak, her zamankinden daha güçlü bir görünüm arz ediyor. Yerli ve millî (ve dindar nesillerden oluşan) bir ittifak ayaklarını sağlam yere basmış izlenimi yaratıyor. Ama gerçekte bu, bir istikrarsızlık ittifakı.

    İstikrarsız bir dünyada, bu dünyanın en istikrarsız bölgesinde, savaşlara bulaşarak, kendi sınırları içinde kazanılması imkânsız bir savaşı sürdürerek, dünyanın tüm büyük güçleriyle dalaşarak, memleketi açık hava cezaevine çevirip uçan kuşu düşman ilan ederek, her an ekonomik kriz tehlikesiyle karşı karşıya yaşayan bir yönetim ne istikrar arayan egemen sınıfı, ne de huzur ve refah isteyen halkı tatmin edebilir. Böyle bir ihtimal yoktur.

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email

    Related Posts

    İklim İçin Küresel Bir Hareket

    İklim Krizine Giriş

    Toplumsal Çöküş ve İklim

    Comments are closed.

    Ara…
    İnternetten Satın Al!
    • N11
    • KitapYurdu
    • Idefix
    • D&R
    • GittiGidiyor
    • Pandora
    • Kabalcı
    • Sözcü Kitabevi
    • İlkNokta
    • Eganba
    • KitapCadde
    • PuntoKitap
    • Simurg
    • Nobel Kitap
    • Sol dergi ve gazete arşivi - SolYayin.com
    Eski Sayılar
    AltÜst Dergisi Eski Sayılar
    Etiketler
    Altüst altüst dergisi içerik altüst içindekiler Anayasa Arap devrimleri Araplar Ayrımcılık Azınlıklar Barış Cinsiyetçilik Demokrasi Devlet Devrimler Din Edebiyat Ekonomi Ekonomik kriz Emperyalizm Ergenekon Ermeni sorunu Ermeni Soykırımı Irkçılık Kadın hareketi Kapitalizm Kemalizm Kitap Kriz Kültür ve sanat Kürt hareketi Lenin Marksizm Meltem Oral Milliyetçilik Modernite Roni Margulies Savaş Sosyalizm tartışmaları Soykırım Suriye Devrimi Tarih Toplumsal sorunlar TÜRKİYE SİYASETİNDEN SAHNELER Özgürlük mücadelesi İktidar İslam
    © 2025 - Altüst
    • Künye
    • İletişim

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.

    Tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en alakalı deneyimi sunmak için web sitemizde çerezler kullanıyoruz. "Kabul Et" seçeneğine tıklayarak, TÜM çerezlerin kullanımına izin vermiş olursunuz.
    AyarlarKABUL ET
    Manage consent

    Privacy Overview

    This website uses cookies to improve your experience while you navigate through the website. Out of these, the cookies that are categorized as necessary are stored on your browser as they are essential for the working of basic functionalities of the website. We also use third-party cookies that help us analyze and understand how you use this website. These cookies will be stored in your browser only with your consent. You also have the option to opt-out of these cookies. But opting out of some of these cookies may affect your browsing experience.
    Necessary
    Always Enabled
    Necessary cookies are absolutely essential for the website to function properly. This category only includes cookies that ensures basic functionalities and security features of the website. These cookies do not store any personal information.
    Non-necessary
    Any cookies that may not be particularly necessary for the website to function and is used specifically to collect user personal data via analytics, ads, other embedded contents are termed as non-necessary cookies. It is mandatory to procure user consent prior to running these cookies on your website.
    SAVE & ACCEPT