Facebook Twitter Instagram
    Trending
    • Ulusalcılar kimlerdir ve “Yetmez ama evet”çilere karşı nasıl mücadele ederler?
    • #HEPİMİZGÖÇMENİZ Twitter’da
    • Bizans’ın Son Günleri
    • Haçlıların Bizans’a Çektirdikleri
    • Sebastiao Salgado: “Gözler çok şey anlatır”
    • Beyazlar Cazı Öldürmeye Çalıştı Müzik Kazandı
    • Käthe Kollwitz Kadınlar, anneler ve mücadele
    • Susamam
    Twitter Facebook
    Altüst Dergisi
    • Ana Sayfa
    • Satış Noktaları
      • İstanbul Satış Noktaları
      • Ankara Satış Noktaları
      • İzmir Satış Noktaları
      • Diğer İllerdeki Satış Noktaları
    • Abonelik
    • Yazı ve Danışma Kurulu
    • İletişim
    Altüst Dergisi
    Buradasınız:»Azınlıklar sorunu»24 Nisan 2015’te İstanbul’da Ermeni Soykırımı Anmasında Yaptığım Konuşma – Hegnar Zeitlian Watenpaugh
    Azınlıklar sorunu

    24 Nisan 2015’te İstanbul’da Ermeni Soykırımı Anmasında Yaptığım Konuşma – Hegnar Zeitlian Watenpaugh

    25 Temmuz 2015Updated:18 Kasım 20153 Mins Read
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email

    24 Nisan 2015’te İstanbul’da Ermeni Soykırımı Anmasında Yaptığım Konuşma

    Hegnar Zeitlian Watenpaugh

    Bugün burada insanlığın en karanlık olaylarından biri olan Ermeni Soykırımı’nın 100. yılını anmak için bulunuyoruz. Ancak bugün, aynı zamanda, dünyanın dört bir yanına dağılmış biz Ermeniler için, hayatta kalmamızı ve müthiş direncimizi de kutladığımız bir gün.

    Ben bugün burada bulunmamı, büyükannemin annesinin bundan yüz yıl önce bir dağa çıkmış olmasına borçluyum. Kendisi 1915’te Akdeniz’e açılan Musa Dağı’nda, Hıdır Bey Köyü’nde yaşıyormuş. Kocası Osmanlı devleti tarafından zorla askere alınmış ve bir daha geri dönmemiş. Kısa bir süre sonra da devlet köyün boşaltılmasını buyurmuş. Hıdır Bey’in ahalisi bu emre nasıl karşılık vereceklerini kararlaştırmak için toplanmış. Bazı köylüler emre itaat ederek yola koyulmuş. Ancak bir süre sonra bunların, aralarından pek azının hayatta kalacağı bir ölüm yürüyüşüne çıktıkları anlaşılmış.

    O zaman üç çocuk sahibi genç bir anne olan büyükannemin annesi Varter ve onun gibi inatçı birkaç köylü daha emre itaat etmeyi reddederek dağa çıkmış ve Musa dağını kuşatan Osmanlı ordusuna direnmişler. Kırk gün direndikten sonra erzakları tükendiğinde, mucizevî bir şekilde oradan geçmekte olan ittifak devletlerine ait bir savaş gemisi tarafından kurtarılmışlar.

    İşte bu ve buna benzer bir şekillerde hayatta kalabilen Ermeniler, benim atalarım gibi, gittikleri her yerde, mülteci kamplarında, Beyrut’tan Marsilya’ya, oradan California’ya kadar uzanan bütün şehirlerde hayata tekrar sıfırdan başlayıp daima özlemini duydukları köylerini yeniden kurmuşlar. Dut ağaçları, nar ağaçları, üzüm asmaları dikip onların gölgesinde toplaşıp yitirdikleri geçmiş hayatlarını anıp durmuşlar.

    İşte ben de bugün, bu yüzden, öldürülen, direnen ve hayatta kalan bütün Ermenilere saygımı sunmak için burada bulunuyorum. Bugün burada, sizinle birlikte, gururla, dimdik ayakta durarak büyükbabamın ve büyükannemin adlarını, her şeye rağmen hayatta kalabilen güzel dilimizde, Ermenice anıyorum: Sarkis Zeitliyan ve Varter Kojanyan. Onların adlarını, Ermenilerin soykırımdan önce yüzyıllar boyunca düşündükleri, yazdıkları, yarattıkları ve yaşadıklarıyla canlandırdıkları bu harika şehrin tam kalbinde anıyorum; bu şehirde hâlâ yaşamaya devam eden onurlu ve canlı bir Ermeni cemaati, çocuklarına, çocuklarımıza dilimizi ve geleneklerimizi öğretmeye azimle devam ediyor.

    Bu kutsal günde, İstanbul’un kalbinde Ermenice konuşurken, geçmişin sesleri kulaklarımda çınlıyor. Zira dikkatle dinlediğinizde geçmişin sessiz olmadığını fark eder, sesini bir Pazar sabahı çalan kilise çanı kadar açık ve net duymaya başlarsınız.

    Bu güzel ülkenin her köşesinde Ermeni kiliseleri var. Ancak çoğu harabeye dönüşmüş durumda; bazıları cami veya okul, diğerleri ahır veya ağıl olmuş. Bu kiliseler her şeye rağmen onurlarını muhafaza edip güzellikleriyle bizi hayrete düşürmeye devam ediyor. Biz Ermeniler gibi onlar da mucizevî olarak hayatta kalanlardan; bizler için daima kutsal olmaya devam edecek, hiçbir zaman ruhsuz müze sergilerine dönüşmeyecekler.

    Dikkatle kulak verirseniz bu kiliselerin çanlarının da uzaktan gelen yankısını duyabilirsiniz. Kadim krallıklarımızın başkenti olan Ani’nin 1001 kilisesinde çanlar çaldığında, atalarımın köyündeki küçük kiliseden, Ahtamar’daki Surp Haç Kilisesi’ne ve Diyarbakır’da yeniden doğan Surp Giragos’a kadar diğer bütün kiliseler onlara yanıt verir. Atalarımızın sesleri hâlâ, Sasun dağlarından Muş ovasına, Zeytun’un çam ağaçlarından Der Zor’un yanan kumlarına kadar yankılanır durur.

    Atalarımız adalet istiyor. Biz adalet istiyoruz. Bugün, burada, dünyanın dört bir köşesinden gelmiş olan Ermenilerle bir aradayız. Bizimle beraber inkârcılığa karşı durmak için İstanbul’a gelmiş birçok farklı ülkenin yurttaşlarıyla bir aradayız. Bugün, burada, tazmin ve telafi arayışımızda bizimle birlikte duran Türkiye yurttaşlarıyla bir aradayız.

    Ben bugün, burada, çocuklarım Arda Zabel ve Aram David ile birlikteyim, çünkü onların atalarının topraklarını kucaklamasını istiyorum. Onların, bu toprakların ve dünyanın tüm halklarıyla birlikte, onurlu, eşit ve adil bir şekilde ayakta durabildikleri bir dünyada yaşamasını istiyorum.

    Sevgili dostlar, sizleri yeni bir başlangıca davet ediyorum. Büyükannemin annesini anarak, bizler de kendi dağımıza birlikte tırmanalım; duyduğumuz çan sesleri bizi yüreklendirsin. Adalet için hep birlikte çalışalım!

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email

    Related Posts

    Yahudiler ve Göçmenler: “Bir Daha Asla!”

    Katliamdan Sürgüne: Bugün Suriyeliler, Dün Ermeniler

    Struma’dan Bugüne Mülteci Politikaları

    Comments are closed.

    Ara…
    İnternetten Satın Al!
    • N11
    • KitapYurdu
    • Idefix
    • D&R
    • GittiGidiyor
    • Pandora
    • Kabalcı
    • Sözcü Kitabevi
    • İlkNokta
    • Eganba
    • KitapCadde
    • PuntoKitap
    • Simurg
    • Nobel Kitap
    • Sol dergi ve gazete arşivi - SolYayin.com
    Eski Sayılar
    AltÜst Dergisi Eski Sayılar
    Etiketler
    Altüst altüst dergisi içerik altüst içindekiler Anayasa Arap devrimleri Araplar Ayrımcılık Azınlıklar Barış Cinsiyetçilik Demokrasi Devlet Devrimler Din Edebiyat Ekonomi Ekonomik kriz Emperyalizm Ergenekon Ermeni sorunu Ermeni Soykırımı Irkçılık Kadın hareketi Kapitalizm Kemalizm Kitap Kriz Kültür ve sanat Kürt hareketi Lenin Marksizm Meltem Oral Milliyetçilik Modernite Roni Margulies Savaş Sosyalizm tartışmaları Soykırım Suriye Devrimi Tarih Toplumsal sorunlar TÜRKİYE SİYASETİNDEN SAHNELER Özgürlük mücadelesi İktidar İslam
    © 2025 - Altüst
    • Künye
    • İletişim

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.

    Tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en alakalı deneyimi sunmak için web sitemizde çerezler kullanıyoruz. "Kabul Et" seçeneğine tıklayarak, TÜM çerezlerin kullanımına izin vermiş olursunuz.
    AyarlarKABUL ET
    Manage consent

    Privacy Overview

    This website uses cookies to improve your experience while you navigate through the website. Out of these, the cookies that are categorized as necessary are stored on your browser as they are essential for the working of basic functionalities of the website. We also use third-party cookies that help us analyze and understand how you use this website. These cookies will be stored in your browser only with your consent. You also have the option to opt-out of these cookies. But opting out of some of these cookies may affect your browsing experience.
    Necessary
    Always Enabled
    Necessary cookies are absolutely essential for the website to function properly. This category only includes cookies that ensures basic functionalities and security features of the website. These cookies do not store any personal information.
    Non-necessary
    Any cookies that may not be particularly necessary for the website to function and is used specifically to collect user personal data via analytics, ads, other embedded contents are termed as non-necessary cookies. It is mandatory to procure user consent prior to running these cookies on your website.
    SAVE & ACCEPT