Facebook Twitter Instagram
    Trending
    • Ulusalcılar kimlerdir ve “Yetmez ama evet”çilere karşı nasıl mücadele ederler?
    • #HEPİMİZGÖÇMENİZ Twitter’da
    • Bizans’ın Son Günleri
    • Haçlıların Bizans’a Çektirdikleri
    • Sebastiao Salgado: “Gözler çok şey anlatır”
    • Beyazlar Cazı Öldürmeye Çalıştı Müzik Kazandı
    • Käthe Kollwitz Kadınlar, anneler ve mücadele
    • Susamam
    Twitter Facebook
    Altüst Dergisi
    • Ana Sayfa
    • Satış Noktaları
      • İstanbul Satış Noktaları
      • Ankara Satış Noktaları
      • İzmir Satış Noktaları
      • Diğer İllerdeki Satış Noktaları
    • Abonelik
    • Yazı ve Danışma Kurulu
    • İletişim
    Altüst Dergisi
    Buradasınız:»Özgürlük mücadelesi»Özgürlük bir pratiktir
    Özgürlük mücadelesi

    Özgürlük bir pratiktir

    05 Haziran 2011Updated:17 Haziran 20153 Mins Read
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email

    Ferda Keskin

    Modern anlamda devletin özgürlükçü olabileceğini düşünmek her şeyden önce özgürlüğü yasanın ipoteği altına almak anlamına gelir.

    Devlet iktidarının ifade aracı ve uygulanmasındaki merkezî merci olan yasa, çizdiği sınırlarla bireysel ya da toplumsal olarak engellenmeden hareket etmeyi mümkün kılan alanlar açsa ve hatta bu alanları olabildiğince genişletmeyi hedeflese de özgürlük nihaî olarak sınırlar tarafından tanımlanmış ve belirlenmiş olacaktır.

    Bireyi bireyle ya da bireyi toplumla aynı anda hem karşı karşıya getiren hem de ayıran bu sınırların işlevi, birbirine rakip ve tehdit olarak tahayyül ettiği tarafların kolektif varoluşunu yasal olarak düzenlemektir.

    Böyle bir modelin yaptığı şey, özgürlüğü bir taraftan ekonomizme kurban ederken, diğer taraftan da ekonomik farklılık ve koşullardan soyutlamak ve hukukî bir biçime indirgemektir; tıpkı modernitenin insan eylemine dair başka birçok sorunda akıl yürütürken yaptığı gibi…

    Devletin misyonu da, konturları ister rıza ve mutabakatla, isterse de elit öncüler ya da silahlı ve/veya apoletli zorbalar tarafından çizilmiş olsun, bu biçimi mahkemeden başlayıp hapishaneye kadar uzanan bir dizi kurumla muhafaza ve müdafaa etmektir.

    ‘Makbul Yurttaş’

    Kuşkusuz, belirli bir “makbul yurttaş” modelinden hareketle toplumsal ya da siyasî olarak örgütlenmenin, anadilde eğitim görme ya da savunma yapmanın, başörtüsü takarak kamusal alana girmenin, ibadetini istediği mekânda ve şekilde gerçekleştirmenin ya da farklı cinsel tercihlerin Türkiye’de olduğu gibi kimi zaman devlet kurumları kimi zaman da devlete yaslanan “sivil” aktörler tarafından çeşitli kısıtlama, zorlama ya da şiddet biçimleriyle engellendiği durumlarda hiçbir özgürlükten söz edilemez.

    Ama bu engellerin azaltılması ya da kaldırılması ve hareket alanlarının genişlemesi kendi başına özgürlük getirmez, çünkü özgürlük sınırları üzerine kafa yorulması gereken bir biçim değil, hem tekil hem de kolektif olarak olabildiğince zenginleştirilmesi gereken bir eylem pratiğidir.

    İnsanda tarihle birlikte evrilmesi ve çoğalması kaçınılmaz bir potansiyel olan bu zenginliği arayan bir pratiğin amacı da ister istemez devletin ve yasanın evrensellik, zorunluluk ve benzeri kisveler altında dayattığı sınırları zorlamak ve mümkün olduğu yerde aşmak olacaktır.

    Elbette sadece yasanın dayattığı formel sınırları değil; devlet eliyle kurulan ya da bir şekilde izin verilen kültürel pratiklerin, o pratikleri koşullandıran kimliklerin ve kimlikleri tanımlayan aidiyet koşullarında gizli normların içimize işlemiş sinsi sınırlarını da.

    ‘Zor ve Rıza’

    Unutmamak gerekir ki devletin iktidar uygulamasındaki en önemli araç sadece yasanın ehliyet verdiği zorlama ve baskı mekanizmaları değil, aynı zamanda yasaya sızmış normların kitlesel olarak kabul görmesi ve bireysel olarak içselleştirilmesidir.

    Ama her şeyden önemlisi, özgürlük mücadelesi ve pratiğini sadece yasanın çizdiği biçimsel düzlemde ya da kimlik politikalarına özgü toplumsal/kültürel alanda sınırlandırmanın getireceği kısmî körlüğe karşı uyanık kalmak olsa gerek.

    Modern devletin kurucusu kapitalizmin meşruiyet iddiasını eşitlik ve özgürlük vaatleri üzerine kurmuş olduğu ve emeğin pazarda serbest dolaşımıyla temellendirilen bu iki soyut vaadin hiçbir zaman somutlaşamadığı, tam tersine eşitsizlik üretmek ve özgürlüğü iptal etmekten başka bir şeye yaramadığı iyi bilinir.

    Özgürlükçü devlet?

    Dolayısıyla, kapitalizmin dayattığı üretim ve paylaşım koşullarının bugüne kadar insana özgü eylem pratiğini, vahşi bir tüketim kültürü dışında, çeşitlendirmek ve zenginleştirmek için ne yaptığı sorusunu sormadan sürdürülecek bir özgürlük tartışması da yine biçimsel olmaktan öteye gidememe riskiyle karşı karşıyadır.

    Yani “Devlet özgürlükçü olabilir mi?” sorusuna cevap ararken, üretim ilişkilerini düşünmeden toplumsal ve siyasal olanı düşünme tuzağına düşmemek ve işe modern devlet iktidarı ile kapitalizm arasındaki göbek bağından başlamak gerekiyor.

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email

    Related Posts

    Lübnan: Ekim Devrimi Yol Ayrımında

    Ulus Devletler Değil Açık Hava Hapishaneleri

    İrlanda Sorunu Hakkında Marx’tan Mektup

    Comments are closed.

    Ara…
    İnternetten Satın Al!
    • N11
    • KitapYurdu
    • Idefix
    • D&R
    • GittiGidiyor
    • Pandora
    • Kabalcı
    • Sözcü Kitabevi
    • İlkNokta
    • Eganba
    • KitapCadde
    • PuntoKitap
    • Simurg
    • Nobel Kitap
    • Sol dergi ve gazete arşivi - SolYayin.com
    Eski Sayılar
    AltÜst Dergisi Eski Sayılar
    Etiketler
    Altüst altüst dergisi içerik altüst içindekiler Anayasa Arap devrimleri Araplar Ayrımcılık Azınlıklar Barış Cinsiyetçilik Demokrasi Devlet Devrimler Din Edebiyat Ekonomi Ekonomik kriz Emperyalizm Ergenekon Ermeni sorunu Ermeni Soykırımı Irkçılık Kadın hareketi Kapitalizm Kemalizm Kitap Kriz Kültür ve sanat Kürt hareketi Lenin Marksizm Meltem Oral Milliyetçilik Modernite Roni Margulies Savaş Sosyalizm tartışmaları Soykırım Suriye Devrimi Tarih Toplumsal sorunlar TÜRKİYE SİYASETİNDEN SAHNELER Özgürlük mücadelesi İktidar İslam
    © 2023 - Altüst
    • Künye
    • İletişim

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.

    Tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en alakalı deneyimi sunmak için web sitemizde çerezler kullanıyoruz. "Kabul Et" seçeneğine tıklayarak, TÜM çerezlerin kullanımına izin vermiş olursunuz.
    AyarlarKABUL ET
    Manage consent

    Privacy Overview

    This website uses cookies to improve your experience while you navigate through the website. Out of these, the cookies that are categorized as necessary are stored on your browser as they are essential for the working of basic functionalities of the website. We also use third-party cookies that help us analyze and understand how you use this website. These cookies will be stored in your browser only with your consent. You also have the option to opt-out of these cookies. But opting out of some of these cookies may affect your browsing experience.
    Necessary
    Always Enabled
    Necessary cookies are absolutely essential for the website to function properly. This category only includes cookies that ensures basic functionalities and security features of the website. These cookies do not store any personal information.
    Non-necessary
    Any cookies that may not be particularly necessary for the website to function and is used specifically to collect user personal data via analytics, ads, other embedded contents are termed as non-necessary cookies. It is mandatory to procure user consent prior to running these cookies on your website.
    SAVE & ACCEPT