Yazar: Ferda Keskin

Ferda Keskin Olmayan bir geleneği icat etmek sadece tarihin kötüye kullanılmasından mı ibarettir? Yoksa bilgi/bilim alanı olarak bir tür tarihçilik aslında kullandığı yöntem ve bu yöntemin ontolojik ön kabulleri açısından tam da gelenek icat etmeye mi yarar? Bu soruya yirminci yüzyılda verilen cevaplardan biri de Michel Foucault’dan gelir. “Nietzsche, Soybilim, Tarih” başlıklı 1971 tarihli ünlü makalesinde Foucault, Platoncu model olarak adlandırdığı, geleneksel metafiziği takip ettiğini savunduğu ve elbette Nietzsche’den yola çıkarak eleştirdiği geleneksel tarih yazımını tarif eder: Tarih-aşırı veya tarih-üstü bir bakış açısından bakan geleneksel tarih köken arar ve bulduğu kökenden hareketle tarihi bir sabitin çizgisel gelişimi olarak anlatır. Foucault’ya…

Read More

Ferda Keskin Modern anlamda devletin özgürlükçü olabileceğini düşünmek her şeyden önce özgürlüğü yasanın ipoteği altına almak anlamına gelir. Devlet iktidarının ifade aracı ve uygulanmasındaki merkezî merci olan yasa, çizdiği sınırlarla bireysel ya da toplumsal olarak engellenmeden hareket etmeyi mümkün kılan alanlar açsa ve hatta bu alanları olabildiğince genişletmeyi hedeflese de özgürlük nihaî olarak sınırlar tarafından tanımlanmış ve belirlenmiş olacaktır. Bireyi bireyle ya da bireyi toplumla aynı anda hem karşı karşıya getiren hem de ayıran bu sınırların işlevi, birbirine rakip ve tehdit olarak tahayyül ettiği tarafların kolektif varoluşunu yasal olarak düzenlemektir.

Read More