Facebook Twitter Instagram
    Trending
    • Ulusalcılar kimlerdir ve “Yetmez ama evet”çilere karşı nasıl mücadele ederler?
    • #HEPİMİZGÖÇMENİZ Twitter’da
    • Bizans’ın Son Günleri
    • Haçlıların Bizans’a Çektirdikleri
    • Sebastiao Salgado: “Gözler çok şey anlatır”
    • Beyazlar Cazı Öldürmeye Çalıştı Müzik Kazandı
    • Käthe Kollwitz Kadınlar, anneler ve mücadele
    • Susamam
    Twitter Facebook
    Altüst Dergisi
    • Ana Sayfa
    • Satış Noktaları
      • İstanbul Satış Noktaları
      • Ankara Satış Noktaları
      • İzmir Satış Noktaları
      • Diğer İllerdeki Satış Noktaları
    • Abonelik
    • Yazı ve Danışma Kurulu
    • İletişim
    Altüst Dergisi
    Buradasınız:»Güncel siyaset»Şırnak’ta Çalışmak
    Güncel siyaset

    Şırnak’ta Çalışmak

    23 Ocak 2017Updated:09 Eylül 20173 Mins Read
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email

    Adem SELEŞ *

    Otobüste üç beş kişi kalmışız. Muhabbete vurmuşuz. Muavin Mardin’de inmiş. Sadece kaptanla yola devam ediyoruz. Dolap sizin diyor; ne içmek isterseniz alın.

    Ben “Üniversitede çalışıyorum” deyince içini döküyor: “İki oğlumu okutmadım, örgütçü olmasınlar diye. Sadece kızımı üniversiteye gönderdim.”

    Ne yaman çelişki. Bazı bölgelerde okuyamayanlar, bazı bölgelerde de okuyanların şiddete meylini açıklamak gerçekten çok zor.

    Sorunu toptancı okumak ve toptancı çözümler geliştirmek barışı getirmiyor. Suçlu çok. Adını yazmaya, üzerine konuşmaya mecalim yok. Çünkü faydası yok.

    ***

    İki çocuk öldü. Sokakta oyun oynarken. Film çekimi değildi, mavi ya da kırmızı kablo. Yasak şehirde iki çocuk öldü, birileriniz devleti korurken, birileriniz devlet kurarken.

    ***

    İdil girişinde kontrol için bekleyenleri sollayarak son sürat kontrol noktasına sürüyor otobüsü. Ben arka tarafa koltukların arasına kaçarken bağırıyorum: “Kaptan ne yapıyorsun, tarattıracak mısın bizi?” Durmaya çalışırken bana da laf yetiştiriyor: “Silopi’den saat 14:00’te İstanbul yazmışlar.”

    Şu an saat 16:10. Daha bir saatlik yolu var. En az üç saat gecikme…

    Polisler telaşlanıyor. Allah’tan sükûnetli davranıyorlar. Kızarak, bağırıp çağırarak yolun kenarındaki bir boşluğa otobüsü çekiyorlar.

    Birinin geçim, birinin can korkusu. İkisi de aynı değil mi? Can korkusu çeken de geçim için orada değil mi? Geçim için otobüsü kontrol noktasına doğru süren kaptanda can korkusu yok mu?

    Ne kadar bekleyeceğimizi Allah bilir artık. O kadar içten bir şekilde anlatıyor ki derdini, kontrolleri tamamlayıp bizi yola koyuyorlar hemen.

    İdil’de birkaç öğrenci inerken bir kız öğrencinin inmesine müsaade etmiyor. “Baban aradı,” (tanıdığı biri falan değil), “Baban gelmeden seni indirmem” diyor. Sanki otobüsümüzün kaptanı değil, velimiz. Allah’tan baba geliyor da yola tekrar çıkıyoruz.

    ***

    İki çocuk öldü. Sokakta oyun oynarken. Altı çocuktular. Kalan dördü sevindiler mi acaba yaşadıklarına? Oyun arkadaşı dört çocuk oldu, kader arkadaşı.

    ***

    Otobüsten inerken alnından öpmek geliyor içimden.

    Kolay iş değil buralarda yaşamak.

    Sabahtan akşama birkaç kimliği, birkaç yüzü kullanarak.

    Neyi, ne zaman, nerede kullanacağını şaşırmadan.

    Bizimki ise başka bir kimlik sorunu. Kamu görevlisi kimliği Viranşehir’in doğusunda her kapıyı açabiliyor. Derdinizi anlatma şansınız oluyor.

    İstisnaları yok değil. Kontrol noktasındaki kırmızı beyaz poşulu, kırmızı pantolonlu, saçları bağlı polis kurum kimliğimi beğenmiyor. Nüfus cüzdanımı istiyor. Bakınca da hemen yüzü değişiyor. Gülümsüyor; toprağım buralarda ne ararsın?

    Aynı kimlik Viranşehir’in batısında ya da doğduğunuz şehre girerken özel ilgiye mazhar olmanıza neden oluyor.

    Bakıyor, kurum resmî ama menşei Şırnak. Bagajı aç, çantanı aç, kaputu aç. Doğum yeriniz önemini kaybediyor artık.

    ***

    İki çocuk öldü. Sokakta oyun oynarken. İki çocuk değil, iki anne iki baba öldü, yasak şehirde. Ben markete giderken yolumu değiştirme ihtiyacı bile hissetmeden iki çocuk dünyalarını değiştirdi.

    ***

    Her haftasonu bir yere gidecektim, bölgeyi daha iyi tanımak için. Evden çıkmak ağır bir iş oldu. İlk geldiğimde zamanı ne kadar hoyratça kullanıyorlar diye düşünürdüm. Şimdi aynı durumdaydım.

    Heyecanı ve hevesi öldüren bir sıradanlığın esiri olmuşum.

    Okulun önündeki kontrol noktasında yanlış anlama sonucu perona girmeden yola devam eden aracın arkasından güvenlik görevlisi havaya birkaç el sıkıyor. Dönüp bakma ihtiyacı bile hissetmiyoruz.

    Konya plakalı bir araç görüyorum. Birkaç metre ötede kontrol için bekliyor. Eskiden olsa adam kontrol noktasından çıkmadan dost olmuştum. Polise kimliğimi gösterip yoluma gidiyorum.  

    Geçen hafta keşfettim. Niçin bir işe başlangıç yapamadığımı!

    Su gider, elektrik gelir, internet gider, TV gelir. Bazen hiçbiri olmaz. Gündelik hayatınızdaki hiçbir imkân sürekli ya da istikrarlı değil. Bir filme başlasam? Ortasında ya elektrik ya da internet gider.

    Ya bir olay ya da bir patlama sesi işinizi bölecek zaten.

    ***

    İki çocuk öldü. Sokakta oyun oynarken. Yazı biterken bir arkadaşlarının da onlara katıldığı haberi geldi. Ağlamak için rakama ihtiyaç yok.

    Bir damla, iki damla, üç damla gözyaşı dökmedi-dökemedi iseniz, çekmeye devam edin afyonunuzu en takvalısından!

    * Adem Seleş Konyalı olup Şırnak Üniversitesi Basın Müşaviri olarak çalışmaktadır.23

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email

    Related Posts

    #HEPİMİZGÖÇMENİZ Twitter’da

    Beyazlar Cazı Öldürmeye Çalıştı Müzik Kazandı

    Anlatılan Senin Hikâyendir!

    Comments are closed.

    Ara…
    İnternetten Satın Al!
    • N11
    • KitapYurdu
    • Idefix
    • D&R
    • GittiGidiyor
    • Pandora
    • Kabalcı
    • Sözcü Kitabevi
    • İlkNokta
    • Eganba
    • KitapCadde
    • PuntoKitap
    • Simurg
    • Nobel Kitap
    • Sol dergi ve gazete arşivi - SolYayin.com
    Eski Sayılar
    AltÜst Dergisi Eski Sayılar
    Etiketler
    Altüst altüst dergisi içerik altüst içindekiler Anayasa Arap devrimleri Araplar Ayrımcılık Azınlıklar Barış Cinsiyetçilik Demokrasi Devlet Devrimler Din Edebiyat Ekonomi Ekonomik kriz Emperyalizm Ergenekon Ermeni sorunu Ermeni Soykırımı Irkçılık Kadın hareketi Kapitalizm Kemalizm Kitap Kriz Kültür ve sanat Kürt hareketi Lenin Marksizm Meltem Oral Milliyetçilik Modernite Roni Margulies Savaş Sosyalizm tartışmaları Soykırım Suriye Devrimi Tarih Toplumsal sorunlar TÜRKİYE SİYASETİNDEN SAHNELER Özgürlük mücadelesi İktidar İslam
    © 2025 - Altüst
    • Künye
    • İletişim

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.

    Tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en alakalı deneyimi sunmak için web sitemizde çerezler kullanıyoruz. "Kabul Et" seçeneğine tıklayarak, TÜM çerezlerin kullanımına izin vermiş olursunuz.
    AyarlarKABUL ET
    Manage consent

    Privacy Overview

    This website uses cookies to improve your experience while you navigate through the website. Out of these, the cookies that are categorized as necessary are stored on your browser as they are essential for the working of basic functionalities of the website. We also use third-party cookies that help us analyze and understand how you use this website. These cookies will be stored in your browser only with your consent. You also have the option to opt-out of these cookies. But opting out of some of these cookies may affect your browsing experience.
    Necessary
    Always Enabled
    Necessary cookies are absolutely essential for the website to function properly. This category only includes cookies that ensures basic functionalities and security features of the website. These cookies do not store any personal information.
    Non-necessary
    Any cookies that may not be particularly necessary for the website to function and is used specifically to collect user personal data via analytics, ads, other embedded contents are termed as non-necessary cookies. It is mandatory to procure user consent prior to running these cookies on your website.
    SAVE & ACCEPT