Facebook Twitter Instagram
    Trending
    • Ulusalcılar kimlerdir ve “Yetmez ama evet”çilere karşı nasıl mücadele ederler?
    • #HEPİMİZGÖÇMENİZ Twitter’da
    • Bizans’ın Son Günleri
    • Haçlıların Bizans’a Çektirdikleri
    • Sebastiao Salgado: “Gözler çok şey anlatır”
    • Beyazlar Cazı Öldürmeye Çalıştı Müzik Kazandı
    • Käthe Kollwitz Kadınlar, anneler ve mücadele
    • Susamam
    Twitter Facebook
    Altüst Dergisi
    • Ana Sayfa
    • Satış Noktaları
      • İstanbul Satış Noktaları
      • Ankara Satış Noktaları
      • İzmir Satış Noktaları
      • Diğer İllerdeki Satış Noktaları
    • Abonelik
    • Yazı ve Danışma Kurulu
    • İletişim
    Altüst Dergisi
    Buradasınız:»Irkçılık ve Ayrımcılık»#HEPİMİZGÖÇMENİZ Twitter’da
    Irkçılık ve Ayrımcılık

    #HEPİMİZGÖÇMENİZ Twitter’da

    05 Nisan 2020Updated:05 Nisan 20203 Mins Read
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email

    Annem ve ailesi 89 yılında Bulgaristan’dan Türkiye’ye göç ettiklerinde hiçbir akrabaları olmadığı için devletin yönlendirmesiyle Amasya’da yaşamaya başlamışlar. Tamamiyle yabancı bir ülke, yabancı bir şehir. O günleri “Bizi hiç istemediler” diye anlatır. Günümüzde Suriyeli mültecilerin yaşadıklarına çok benzer deneyimler yaşamış. İki küçük kardeşi olduğu için çalışmak zorunda kalmış. “Anneannenle ben mahallede çalışan tek kadınlardık. Bu nedenle bize kötü gözle bakarlardı,” demişti bir keresinde. Çoğu insan ise iş vermeyi reddetmişler. Bulgaristan’dan geldikleri için “gâvur” yaftalamasıyla karşılaşmışlar. “Macır ağzıyla konuşurduk Türkçe’yi, alay ederlerdi. Konuşmaya çekinmiştim ilk zamanlar,” demişti. Ne kadar tanıdık geliyor, değil mi? On sekiz yaşında göç etmesine rağmen ise Bulgarca’yı neredeyse unutmak üzereydi ve çocuklarına tek bir kelime bile öğretmemişti. Bir gün nedenini sorduğumda cevabı, “Bana zaten gâvur diyorlardı, bir de sana Bulgarca öğretsem neler yaparlardı kim bilir?” olmuştu.

    Babamın dedesi ise Selanik göçmeni olmasına rağmen dedem ne tek kelime Yunanca, ne babasının hatıralarını bilir. Büyük bir suskunluk. Bellek kaybı. Göçmenleri geçmişlerini tamamiyle unutturmadan kabul etmiyorsunuz çünkü. Bu insanlar evini barkını, dikili ağacını, varını yoğunu ve bazen de ailelerini geride bırakıp göç ettiler. Başka çıkış yolu görmediler çünkü. Hepimiz göçmeniz ya da olabiliriz. Yabancı düşmanlığına çok güçlü bir sesle dur dememiz gerekiyor. Göçmenlere dillerini, geleneklerini, hatıralarını, dinlerini ve onları onlar yapan her ne varsa unutturmadan/unutmak zorunda hissettirmeden “hoş geldiniz” demeliyiz. Asimilasyon, suçtur.

    elvira @eleftherija


    Benim dedem Türkiye’den Suriye’ye göç etmiş. Biz de Suriye’de doğduk. Savaştan sonra Suriye’den Türkiye’ye göç ettik. Şu an göçmen miyiz yoksa ülkemize mi döndük, bilemedim!!!!!!!

    lorin @lorka92281


    Anneciğimin babası 1930 senelerinde Selanik’ten Ordu’ya mübadil olarak göçmüştü. İsteyerek değil, ama mecburen. Anneciğim de 1963’te Almanya’ya. Ben de 2011’de Belçika’ya. Fakat üçümüzün arasındaki fark, ben isteyerek ve imtiyazlı göçtüm. Hepimiz göçmeniz ve hepimizin hikâyesi değişik!

    SerapAltinisik @SeeRap


    Bulgaristan’da ailesini,yakınlarını kaybettikten sonra bir başına göçüp gelmiş büyükdedem babaannemlerin köyüne,Macırlar(muhacir) denirdi babamlara;annemi 4 yıl vermemisler babama, Bulgar soyu diye. Göçmenlik zordur ve hepimiz biraz göçmeniz.

    Fatma Orgel @firuzeorgel


    Fransa’da bir göçmen olarak buradaki diğer Türklerin yediği her haltın hesabı benden de sorulacak olsa, genelleme ve linç ile yaşamak zorunda kalsam, burada emek verip kurduğum düzeni bırakıp savaş bile olmayan ülkeme gönderilmekle tehdit edilsem kafayı yerdim.

    Mert Can Yılmaz @mrtcan_yilmaz


    “Sürgün hakkında düşünmek tuhaf bir biçimde davetkâr hatta kışkırtıcı bir şeydir ama sürgünü yaşamak korkunçtur. Sürgün, bir insan ile doğup büyüdüğü yer arasında, benlik ile benliğin gerçek yuvası arasında zorla açılmış onulmaz gediktir” (Edward Said / Kış Ruhu)

    Yusuf E. @minervasowll


    Bir dedem Çerkezistan digeri Bulgaristan göçmeni, anneannem Bosna, babaannem Bulgaristan göçmeni. Ankara’da doğdum, İstanbul’a, 12 Eylül darbesinden sonra da Avrupa’ya göçtüm, halen İngiltere’de yaşıyorum, eşimin ailesi Pakistan ve Hindistan’dan göçmen olarak gelmişler buraya.

    Başka bir arkadaşın annesi Beyaz Rus, babası Kızıl Ordu’da askerken Alman ordusuna esir düşerler. Savaş bitiminde İtalya’da aynı kampa koyulur, birbirlerine aşık olur, evlenirler. Bindikleri gemi İstanbul’da durakladığında manzara hoşlarına gider, ne güzel şehir derler… Türkiye’ye kabul edilir, vatandaş olur, isimlerini değiştirir, Türkçe öğrenirler. Tanıştığımda 80’li yaşlardaydı erkek, bu hayatın hikâyesini yazıyordu, bazı kısımlarını benimle paylaştı. Çocukları da benim gibi farklı ülkelerde mülteci oldular… Hayat bu. Hepimiz göçmeniz!

    Journal of Global Faultlines @GlobalFaultline

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email

    Related Posts

    Bizans’ın Son Günleri

    Haçlıların Bizans’a Çektirdikleri

    Sebastiao Salgado: “Gözler çok şey anlatır”

    Comments are closed.

    Ara…
    İnternetten Satın Al!
    • N11
    • KitapYurdu
    • Idefix
    • D&R
    • GittiGidiyor
    • Pandora
    • Kabalcı
    • Sözcü Kitabevi
    • İlkNokta
    • Eganba
    • KitapCadde
    • PuntoKitap
    • Simurg
    • Nobel Kitap
    • Sol dergi ve gazete arşivi - SolYayin.com
    Eski Sayılar
    AltÜst Dergisi Eski Sayılar
    Etiketler
    Altüst altüst dergisi içerik altüst içindekiler Anayasa Arap devrimleri Araplar Ayrımcılık Azınlıklar Barış Cinsiyetçilik Demokrasi Devlet Devrimler Din Edebiyat Ekonomi Ekonomik kriz Emperyalizm Ergenekon Ermeni sorunu Ermeni Soykırımı Irkçılık Kadın hareketi Kapitalizm Kemalizm Kitap Kriz Kültür ve sanat Kürt hareketi Lenin Marksizm Meltem Oral Milliyetçilik Modernite Roni Margulies Savaş Sosyalizm tartışmaları Soykırım Suriye Devrimi Tarih Toplumsal sorunlar TÜRKİYE SİYASETİNDEN SAHNELER Özgürlük mücadelesi İktidar İslam
    © 2025 - Altüst
    • Künye
    • İletişim

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.

    Tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en alakalı deneyimi sunmak için web sitemizde çerezler kullanıyoruz. "Kabul Et" seçeneğine tıklayarak, TÜM çerezlerin kullanımına izin vermiş olursunuz.
    AyarlarKABUL ET
    Manage consent

    Privacy Overview

    This website uses cookies to improve your experience while you navigate through the website. Out of these, the cookies that are categorized as necessary are stored on your browser as they are essential for the working of basic functionalities of the website. We also use third-party cookies that help us analyze and understand how you use this website. These cookies will be stored in your browser only with your consent. You also have the option to opt-out of these cookies. But opting out of some of these cookies may affect your browsing experience.
    Necessary
    Always Enabled
    Necessary cookies are absolutely essential for the website to function properly. This category only includes cookies that ensures basic functionalities and security features of the website. These cookies do not store any personal information.
    Non-necessary
    Any cookies that may not be particularly necessary for the website to function and is used specifically to collect user personal data via analytics, ads, other embedded contents are termed as non-necessary cookies. It is mandatory to procure user consent prior to running these cookies on your website.
    SAVE & ACCEPT