Facebook Twitter Instagram
    Trending
    • Ulusalcılar kimlerdir ve “Yetmez ama evet”çilere karşı nasıl mücadele ederler?
    • #HEPİMİZGÖÇMENİZ Twitter’da
    • Bizans’ın Son Günleri
    • Haçlıların Bizans’a Çektirdikleri
    • Sebastiao Salgado: “Gözler çok şey anlatır”
    • Beyazlar Cazı Öldürmeye Çalıştı Müzik Kazandı
    • Käthe Kollwitz Kadınlar, anneler ve mücadele
    • Susamam
    Twitter Facebook
    Altüst Dergisi
    • Ana Sayfa
    • Satış Noktaları
      • İstanbul Satış Noktaları
      • Ankara Satış Noktaları
      • İzmir Satış Noktaları
      • Diğer İllerdeki Satış Noktaları
    • Abonelik
    • Yazı ve Danışma Kurulu
    • İletişim
    Altüst Dergisi
    Buradasınız:»Demokrasi mücadelesi»Neoliberal Devlet ve Mücadele – Tolga Tüzün
    Demokrasi mücadelesi

    Neoliberal Devlet ve Mücadele – Tolga Tüzün

    23 Ekim 20184 Mins Read
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email

    Son zamanlarda dünya genelinde giderek çeşitlenen biçimlerde protestolar, başkaldırılar ve devrim talepleri yaşama dair yeni bir iradenin ve arzunun billurlaşması olarak okunmalı. Yıllardır süregiden neoliberal kapitalist sistemin tahakkümü insanları soyut bir sistem eleştirisinden gerçek, maddî, gündelik hayatın içinde kendine yer bulan bir başkaldırı halet-i ruhiyesine süreklemiş durumda.

    Küresel bir el koyma, sömürü ve dolaşım sistemi olan neoliberal kapitalizm, çoğunluğu mülksüzleştiren, azınlığı zenginleştiren, bunu yaparken dünyanın kaynaklarını fütursuzca kullanan muazzam bir tahakküm aygıtı olarak karşımızda. Tam olarak karşımızda da değil aslında: David Harvey’nin dediği gibi, kapitalizmin fikirlerinin siyasî, toplumsal ve kültürel kurumlara aşılandığı yeni yönetim biçimi artık her anlamıyla içimizde.

    Bu yönetim biçimi devlet mekanizmasını da yeniden tanımladı: Ekonomik liberalleşme adına devlet rasyonelleştirilirken, kamu sektörünün yeniden yapılanması adı altında sosyal refah devletinin sökülüp teşviklerin ve sübvansiyonların ortadan kalktığı, kamu iktisadî teşekküllerinin özelleştirildiği ve/veya şirketleştirildiği, sendikaların sürekli saldırılar yoluyla etkisizleştirildiği bir güncellenmiş kapitalist devletle karşı karşıyayız. Bunun sonucunda sağlık, refah ve eğitim gibi en temel kollektif haklar bireyselleştirilerek satılabilir kılındı. Ekonomik eşitsizlik, etnik nefret ve polis şiddeti hem gündelik hayatımızın verileri hem de devletin hegemonyasının kurucu öğeleri olarak karşımızda.

    Ânlık çağrılar

    Son zamanlarda artan direniş odaklarının içinde liberal siyasetin kendi içinden gelen, bireysel tekillik ve özerklik etrafında kendini kurmuş, düzenle olan sorunun ânlık çözüm talepleri sayesinde hallolacağını düşünen, aslında kapitalist parlamenter hukuk çerçevesiyle ve onun koruyucu gücü olana devletle çok da problemi olmayan yerel projeler ve mücadeleler var. Ortak özellikleri geniş katılımlı, genel anlamda bilinç ve yaşam tarzı değişikliklerine dönük ânlık çağrılar olmaları. Yaşam tarzı mücadelelerinin kısa kaldıkları yer, tarzın mücadelesini verirken yaşamın kendisinin sorgulanmaması, yaşam denen toplumsal, siyasal ve ekonomik ilişkiler bütününün neoliberal aromasının mücadelelerin odağında olmaması.

    Bunların yanı sıra, kapitalizmin anlatıldığı gibi rakipsiz olmadığını düşünen, radikal bir ideolojik dönüşü savunan, yaygın militanlık, isyan, işgal ve devrim gibi temaları tedavüle sokarak toplumsal ilişkilerin farklı örgütlenmesinin mümkün olduğunu düşünenler var.

    Bir değer olarak kollektivite, beraberce iş yapma, yaparken yardımlaşma ve dayanışma, bu süreçten ortaya çıkan ürünün kendisinin kollektif bir değer olarak yeniden üretime dönmesi var olan düzenin içinde bir ütopya gibi tınlamakta. Oysa insanlık tarihinde kollektif üretim biçimiyle kollektif yaşamın örtüştüğü tarihsel momentler hep olageldi: Beraberce üretilenin beraberce paylaşıldığı yaşam biçimleri, ilkel tarım toplumlarından günümüze kadar çeşitli biçimlerde var oldu. Kollektif yaşamın kollektif üretim biçiminden ayrılmasını, üretim fazlasının ne şekilde paylaşıldığı üzerinden okuyan ve bunu kollektif yaşamın giderek sınıflaşması olarak tahlil eden Marx bu anlamda özel ve mücadele için hâlâ güncel bir analiz.

    Hayatla ilgili kararların satın alma tercihlerine dönüşümü

    Müştereklerin geri alınmasını hedefine koyan bir mücadele, ister istemez “biz” kavramına da yeniden işlerlik kazandırmak zorunda. Çıkar ve bireysel iradenin kamusal değişmezler olarak kodlandığı ve bütün toplumsal hayatın müşterekliğe kuşku üzerinde tasarlandığı bir neoliberal düzende, kollektif edim, “biz”’in edimi, bir değer olarak liberal siyasetin odağında kategorik olarak olamıyor. Bireysel tekillik ve özerklik, “biz”’in örgütlenme yöntemlerinin önünde ayrıcalık talepleri ile duruyor. “Sınırsız tercih”, “kendi kendinin efendisi olma”, “bireysel özgürlük” gibi neoliberal külte ait peri masallarına göre, kamu yararı, kollektivite gibi kavramlar, eskimiş, köhne gibi “lanse ediliyor”.

    Tüketici tercihinin bolluğu, hayatla ilgili kararların satın alma tercihlerine dönüştüğü bir özgürlük hegemonyası sayesinde neoliberal düzen kendini sağduyu gibi örgütlüyor. Bunun sonucunda bilgi (epistheme) odaklı yani bilme, araştırma, sağlama üzerinde kurgulanan bir bilgi modeline karşılık neoliberalizm sağduyu (doxa) üzerinden, yani kanaatler üzerinden kurgulanan bir bilgi modeli öneriyor.

    “Biz”’in örgütlenmesinin ve mücadelesinin odağında kendini sağduyu gibi örgütleyen neoliberalizmin devlet mekanizması olmalı. Kapitalizmi ortadan kaldıracak ve eşitlikçi işbirliğine özgü küresel uygulamalar ve kurumlar kuracak bir eylemliliğin militan bir muhalefet, sıkı bir örgütlenme biçimiyle kurulması elzem. Neden?

    Bir hedef, bir ütopya

    Ekonomik olarak kendini üretecek ve yeniden üretecek bir aktör olarak, “biz” olarak halk ve halkın egemenliği, kollektif üretim biçimi ile kollektif yaşam arasında açılan uçurumu, üst üste gelmezliği onaracak bir model, bir hedef, bir ütopya olarak, Jean-Luc Nancy’nin dediği gibi “hâlâ ve gittikçe artan bir biçimde ucu açık bir düşünce ödevinin ibresi” olarak önümüzde duruyor. Bu düşünce ödevinden borç krizleri, kemer sıkma tedbirleri, artan işsizlik ve yavaşlayan büyümeyle darbe üstüne darbe alan kapitalizme karşı bir mücadele dersi çıkarmak ve uygulamaya koymak için daha iyi bir zaman olabilir mi?

    Kapitalizmin sarsılmaz zannedilen bir tahakküm mekanizması olarak kendini üretmesi son 150 senenin teknolojik hızında gerçekleşti. İçinde bulunduğumuz yüzyılda, neoliberal devleti alaşağı edecek bir hareketin küresel başarı kazanması kaç yıl sürer? Şüphesiz ki çok daha kısa…

     

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email

    Related Posts

    Venezuela: Bir Dönemin Sonu

    Latin Amerika ABD’nin Kanlı Demokrasileri

    Tehlikeli Eğilimler

    Comments are closed.

    Ara…
    İnternetten Satın Al!
    • N11
    • KitapYurdu
    • Idefix
    • D&R
    • GittiGidiyor
    • Pandora
    • Kabalcı
    • Sözcü Kitabevi
    • İlkNokta
    • Eganba
    • KitapCadde
    • PuntoKitap
    • Simurg
    • Nobel Kitap
    • Sol dergi ve gazete arşivi - SolYayin.com
    Eski Sayılar
    AltÜst Dergisi Eski Sayılar
    Etiketler
    Altüst altüst dergisi içerik altüst içindekiler Anayasa Arap devrimleri Araplar Ayrımcılık Azınlıklar Barış Cinsiyetçilik Demokrasi Devlet Devrimler Din Edebiyat Ekonomi Ekonomik kriz Emperyalizm Ergenekon Ermeni sorunu Ermeni Soykırımı Irkçılık Kadın hareketi Kapitalizm Kemalizm Kitap Kriz Kültür ve sanat Kürt hareketi Lenin Marksizm Meltem Oral Milliyetçilik Modernite Roni Margulies Savaş Sosyalizm tartışmaları Soykırım Suriye Devrimi Tarih Toplumsal sorunlar TÜRKİYE SİYASETİNDEN SAHNELER Özgürlük mücadelesi İktidar İslam
    © 2025 - Altüst
    • Künye
    • İletişim

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.

    Tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en alakalı deneyimi sunmak için web sitemizde çerezler kullanıyoruz. "Kabul Et" seçeneğine tıklayarak, TÜM çerezlerin kullanımına izin vermiş olursunuz.
    AyarlarKABUL ET
    Manage consent

    Privacy Overview

    This website uses cookies to improve your experience while you navigate through the website. Out of these, the cookies that are categorized as necessary are stored on your browser as they are essential for the working of basic functionalities of the website. We also use third-party cookies that help us analyze and understand how you use this website. These cookies will be stored in your browser only with your consent. You also have the option to opt-out of these cookies. But opting out of some of these cookies may affect your browsing experience.
    Necessary
    Always Enabled
    Necessary cookies are absolutely essential for the website to function properly. This category only includes cookies that ensures basic functionalities and security features of the website. These cookies do not store any personal information.
    Non-necessary
    Any cookies that may not be particularly necessary for the website to function and is used specifically to collect user personal data via analytics, ads, other embedded contents are termed as non-necessary cookies. It is mandatory to procure user consent prior to running these cookies on your website.
    SAVE & ACCEPT