Facebook Twitter Instagram
    Trending
    • Ulusalcılar kimlerdir ve “Yetmez ama evet”çilere karşı nasıl mücadele ederler?
    • #HEPİMİZGÖÇMENİZ Twitter’da
    • Bizans’ın Son Günleri
    • Haçlıların Bizans’a Çektirdikleri
    • Sebastiao Salgado: “Gözler çok şey anlatır”
    • Beyazlar Cazı Öldürmeye Çalıştı Müzik Kazandı
    • Käthe Kollwitz Kadınlar, anneler ve mücadele
    • Susamam
    Twitter Facebook
    Altüst Dergisi
    • Ana Sayfa
    • Satış Noktaları
      • İstanbul Satış Noktaları
      • Ankara Satış Noktaları
      • İzmir Satış Noktaları
      • Diğer İllerdeki Satış Noktaları
    • Abonelik
    • Yazı ve Danışma Kurulu
    • İletişim
    Altüst Dergisi
    Buradasınız:»Azınlıklar sorunu»Tilkiyi Yakalayın
    Azınlıklar sorunu

    Tilkiyi Yakalayın

    09 Aralık 2016Updated:09 Eylül 20173 Mins Read
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email

    Kadir Dağhan

    “Bugün yarına dünden beslenerek gelir…” der Bertholt Brecht.

    Dünleriyle yüzleşmeyen, ders almayan, unutmak kolaycılığını seçen toplumlar işte bu yüzden ne yaşadıklarını anlayabilir ne de yarınlara insanî bir miras bırakabilir. Ve ne yazık ki yıllar yılı bu zihniyetin hükümran olduğu bir coğrafyanın tam da ortasındayız. Tabii ki Nemrut’un ateşine su döken karıncalar da var. Yaşamaktan, yaşatmaktan vazgeçmeyen yürekler de. Unutmayan, unutturmayanlar da. Gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz ki bu coğrafyada hâlâ türküler söyleniyorsa, şiirler okunuyorsa, yaşanmışlığın romanı yazılıyorsa ve dünya hâlâ dönmeye devam ediyorsa bu hafızası ve inadı güçlü olanlar sayesindedir.

    Geçmişiyle yüzleşmeyen bir toplum tüm değerlerinin nasıl bir kirlilikte kaybolduğunu göremez, bilemez. Bu yüzden “Hey on beşli on beşli” türküsünde göbek atar, “Kışlalar doldu bugün” diye kadeh kaldırır, “Fırat kenarında yüzen kayıklar” deyince biraz hüzünlenir sadece. Nereden bilecek ki hepsi birer hayat çığlığıdır, hepsinin bir hikâyesi vardır? Hamasetten, ezberden, yalandan başını kaldıramamış, kendisine verilenin dışına çıkamamıştır çünkü.

    Özel eğitimli yetkilendirilmiş çeteler

    Söz gelimi resmî tarih öğretisinin dışında toplumun ne kadarı veya kaç kişi Dersim katliamı, varlık vergisi soygunu, 6-7 Eylül vahşeti hakkında bilgi sahibidir?

    Bu kadar yakıp yıkmalar, bu kadar faili meçhuller, darbeler, katliamlar karşısında neden bu kadar suskun ve çaresiz kalmıştır bu toplum?

    Nasıl oluyor da dünyanın herhangi bir köşesinde olsa yer yerinden oynayacak yolsuzluk, tecavüz ve hukuksuzluklar karşısında bu ülkede yaprak kımıldamaz.

    Oysa ne darbeler,  ne vahşetler, ne inkârlar yaşattırıldı özel eğitimli yetkilendirilmiş çetelerce. Yağma, talan, tecavüz, katliam, insanlık dışı ne varsa hiç eksik olmadı bu coğrafyada. Her seferinde suçlular,  hainler, düşmanlar, bölücüler, gâvurlar! Bir de bunlara karşı vatanın, milletin kurtarıcıları vardı. Ve bu güruhlar her defasında taş üstünde taş, baş üstünde baş bırakmıyor, ama vatanı milleti kurtarıyorlardı! Kimdi bunlar, bu vatanseverler! Kaç bin ev, işyeri, kaç okul, ibadethane tahrip edildi, yağmalandı. Kaç kişi katledildi? Soruların yanıtı hiç verilmedi. Ancak her zaman fatura hep muhaliflere, mağdurlara kesildi. Ve daha nice darbelerin yolu böyle açıldı. Yeni vahşetler, katliamlar ve diğer girişimler birbirini izledi kesintisiz. Hepsinin senaryosu da, yazarı da aynıydı. Hedef kitlesi de. Geride kapkaranlık bir tarih bırakılırken geldiğimiz noktada ise anlamayan, sorgulamayan, meraksız, ilgisiz bir yapı kaldı.

    Bundan dolayı  dünya yıkılırken hiçbir şey umurlarında olmuyor. “Gitme öğretmenim. Sen gidersen bizi daha çok öldürürler” diyen Cizreli çocukların sesi hiç duyulmaz, hep havada asılı kalır.

    “Tilkiyi yakalamalıydık”

    İbretlik hikâyedir: Günün birinde sürekli olarak köye giren tilkinin bir tavuğu parçaladığını gören köylüler tilkiyi taşlamaya ve tavuğu kurtarmaya çalışırlar. Ancak tilki tavukla birlikte kaçmayı başarır. Bunu gören köyün yaşlısı tüfeğini kaptığı gibi “Tilkiyi tutun, tilkiyi bırakmayın” diye bağırarak tilkinin peşinden koşar. Köylüler “Ya dayı, bırak gitsin, topu topu bir tavuk” dese de, dinlemez. Birkaç saat sonra perişan, yorgun bir halde köye döndüğünde kendisini biraz da alaya alarak merak edenlere “Tilkiyi yakalamalıydık, tilkiyi kaçırmamalıydık” diye söylenir. Köylüler bunu amcanın yaşlılığına bağlar, üstünde durmazlar. Bir süre sonra havalar soğur, karlar yağar, aç kurtlar köye iner, hayvanlara saldırır. Birkaç hayvan telef olsa da köylüler kurtları kaçırtmayı başarır. Köylüler kurtları kovalarken yaşlı adam “Tilkiyi tutun, tilkiyi tutun” diye bağırarak daha önce tilkiyi kovaladığı yöne doğru koşmaya başlar. Geri döndüğünde soranlara yine “Tilkiyi kaçırmamalıydık, yakalamalıydık” diye söylenir. Köylüler “Dayımız iyice bunadı” deyip yine önemsemezler.

    Bir süre sonra eli silahlı birileri köyü basar, evler yıkılır, yakılır, insanlar dövülür, yaralanır, karşı gelenlere olmadık eziyetler yapılır. Yaşlı adam da çok ağır darbeler alır. Silahlı adamlar çekip gidince köylüler yaşlı adamın yanına gider. Durumu çok ağırdır, ama hâlâ eliyle tilkinin kaçtığı tarafı göstererek “Tilkiyi tutun, tilkiyi yakalayın” diye söylenmektedir. Bunu üzerine köylülerden biri sinirlenerek: “Yav dayı, evimizi başımıza yıktılar, mahvettiler, öldürdüler bizi, sen hâlâ tilki de tilki diye tutturmuşsun” deyince, yaşlı adam doğrulmaya çabalar ve başını hafifçe kaldırarak: “Tilkiyi ciddiye alsaydınız, ne kurtlar gelebilirdi ne de silahlılar” der.

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email

    Related Posts

    #HEPİMİZGÖÇMENİZ Twitter’da

    Beyazlar Cazı Öldürmeye Çalıştı Müzik Kazandı

    Anlatılan Senin Hikâyendir!

    Comments are closed.

    Ara…
    İnternetten Satın Al!
    • N11
    • KitapYurdu
    • Idefix
    • D&R
    • GittiGidiyor
    • Pandora
    • Kabalcı
    • Sözcü Kitabevi
    • İlkNokta
    • Eganba
    • KitapCadde
    • PuntoKitap
    • Simurg
    • Nobel Kitap
    • Sol dergi ve gazete arşivi - SolYayin.com
    Eski Sayılar
    AltÜst Dergisi Eski Sayılar
    Etiketler
    Altüst altüst dergisi içerik altüst içindekiler Anayasa Arap devrimleri Araplar Ayrımcılık Azınlıklar Barış Cinsiyetçilik Demokrasi Devlet Devrimler Din Edebiyat Ekonomi Ekonomik kriz Emperyalizm Ergenekon Ermeni sorunu Ermeni Soykırımı Irkçılık Kadın hareketi Kapitalizm Kemalizm Kitap Kriz Kültür ve sanat Kürt hareketi Lenin Marksizm Meltem Oral Milliyetçilik Modernite Roni Margulies Savaş Sosyalizm tartışmaları Soykırım Suriye Devrimi Tarih Toplumsal sorunlar TÜRKİYE SİYASETİNDEN SAHNELER Özgürlük mücadelesi İktidar İslam
    © 2025 - Altüst
    • Künye
    • İletişim

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.

    Tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en alakalı deneyimi sunmak için web sitemizde çerezler kullanıyoruz. "Kabul Et" seçeneğine tıklayarak, TÜM çerezlerin kullanımına izin vermiş olursunuz.
    AyarlarKABUL ET
    Manage consent

    Privacy Overview

    This website uses cookies to improve your experience while you navigate through the website. Out of these, the cookies that are categorized as necessary are stored on your browser as they are essential for the working of basic functionalities of the website. We also use third-party cookies that help us analyze and understand how you use this website. These cookies will be stored in your browser only with your consent. You also have the option to opt-out of these cookies. But opting out of some of these cookies may affect your browsing experience.
    Necessary
    Always Enabled
    Necessary cookies are absolutely essential for the website to function properly. This category only includes cookies that ensures basic functionalities and security features of the website. These cookies do not store any personal information.
    Non-necessary
    Any cookies that may not be particularly necessary for the website to function and is used specifically to collect user personal data via analytics, ads, other embedded contents are termed as non-necessary cookies. It is mandatory to procure user consent prior to running these cookies on your website.
    SAVE & ACCEPT