Facebook Twitter Instagram
    Trending
    • Ulusalcılar kimlerdir ve “Yetmez ama evet”çilere karşı nasıl mücadele ederler?
    • #HEPİMİZGÖÇMENİZ Twitter’da
    • Bizans’ın Son Günleri
    • Haçlıların Bizans’a Çektirdikleri
    • Sebastiao Salgado: “Gözler çok şey anlatır”
    • Beyazlar Cazı Öldürmeye Çalıştı Müzik Kazandı
    • Käthe Kollwitz Kadınlar, anneler ve mücadele
    • Susamam
    Twitter Facebook
    Altüst Dergisi
    • Ana Sayfa
    • Satış Noktaları
      • İstanbul Satış Noktaları
      • Ankara Satış Noktaları
      • İzmir Satış Noktaları
      • Diğer İllerdeki Satış Noktaları
    • Abonelik
    • Yazı ve Danışma Kurulu
    • İletişim
    Altüst Dergisi
    Buradasınız:»Felsefe»Aazgelişmişliğin Ekolojik Avantajı
    Felsefe

    Aazgelişmişliğin Ekolojik Avantajı

    05 Eylül 2016Updated:05 Eylül 20174 Mins Read
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email

    Sinan Özbek

    Felsefenin son yıllarda önüne koyduğu yeni sorgulama alanlarından biri ekoloji etiği ve felsefesidir. Son otuz yılda bu alanda yapılan çalışmalar, soruna cevap verecek bir doygunluk noktası yaratmadı, aksine tartışma zenginleşerek sürdü. Tartışmanın başlangıçtaki sınırları, değişik felsefî akımların katılımıyla genişledi. Bu dallanıp budaklanan tartışma, sorunun sınırlarının da okurun gözünde kaybolmasını getirdi. Oysa kapitalist sanayi üretiminin iyiden iyiye yerleşmesiyle can alıcı bir boyut kazanan ekoloji sorunu, tartışmanın yapılabilecekleri de hayata geçirmeyi zorlamasını gerektiriyor.

    Ekoloji felsefesi, insanlığın toplu olarak yok olma tehlikesi karşısında, harekete geçmek gerektiğini söylüyor. Yok olma tehdidi, halkla, ulusla ya da bir sınıfla sınırlı olmadığından hiçbir felsefi akım kendini tartışmanın dışında tutamıyor. Bütün bunlara rağmen ben, ekoloji felsefesinin babası olan filozofa dönmek istiyorum.

    Hans Jonas, ekoloji sorununa da cevap verebilecek yeni bir etik geliştirebilmek için eski etiğin bu soruna neden cevap veremediğini göstermek ister. Jonas’a göre eski etik dört temel noktada karakterize olmaktadır. Eski etiğin bu dört başlıkta toplanacak özellikleri, ekoloji sorununa cevap üretememenin de nedenidir. Jonas, eski etiğin karakterini şu dört noktada özetliyor:

    1) İnsanın kendi dışındaki dünya ile ilişkisi, tıp bir kenara bırakılırsa, etik olarak tarafsızdır.

    2) Etik olan anlam, doğrudan doğruya insandan insana ve sonuç olarak da insanın kendi kendisiyle olan ilişkisindedir. Dolayısıyla bütün geleneksel etikler, insan merkezcidir.

    3) Etik düzlemindeki edim insan varlığı ve onun temel konumu olarak görüldü ama biçim değişikliği yaratan technenin nesnesi olarak görülmedi.

    4) Etik, önüne amaç olarak koyduğu olgularda da zaman ve mekân açısından kısa süreli bir bakış açısıyla sınırlı kalmıştır.

    Jonas’ın buradan hareketle geçmiş etiklere yaptığı eleştiriyi bir kenara bırakıyorum. Bu eleştirilerden çıkarak gelecek etiğe ilişkin söylediklerinden faydalanıp düşünceyi sürdürmek istiyorum. Etiğin kısa süreli olduğunu, geleceği dikkate almadığını söylemek bundan sonra dikkatin gelecek zamana da çevrilmesi gerektiğini söylemektir. Bu, pratik ve politik olarak gelecekte iyi’nin ne olacağı üzerinde odaklaşma anlamına gelir. Kuşkusuz gelecek zamanlardaki iyinin ne olduğunu noksansız saptamak kolay bir talep değildir. Gelecek konusundaki belirsizlik birçok mistik yönelimin kaynağını oluşturur. İşte bu zorluğa rağmen Jonas, gelecekteki iyinin açık ilkelerle kuramsal olarak saptanması isteğini felsefesine yerleştirir. Beklenilen bir kehanet değilse peki bu nasıl yapılacaktır? Jonas, teknoloji alanındaki gelişmelerin gelecek zamanlardaki etkilerini kendine çalışma alanı olarak seçmiş bir yeni bilimim gerekliliğini bize anlatmaktadır. Jonas bu yeni bilime bir de ad veriyor: Karşılaştırmalı Gelecekbilimi (vergleichende Futurologie).

    Yine Jonas, insanların korkularının göz önünde tutulmasının ahlaki eylem için önemli olduğunu da ekliyor. Ancak burada bir sorun vardır. Yeni etik korkulacak olanı tespit etmek mümkün değilken bunu sağlamak zorundaymış gibi görünüyor. Bu ne demektir? Yeni etiğin; korkulması gerekeni tespit etmek, bulmak mümkün değilken, bunun dünde ve bugünde analogları yokken, korkulması gerekeni bulup ortaya çıkarmak zorunda olması demektir. “Bu durumda düşünülebilen malum, tecrübesi edilmiş malum’un rolünü üstlenmelidir”. Bu durumda sadece tasavvur edilebilen fena, kötü tecrübe edilmiş olan kötünün önüne geçecektir. Bu, tasavvur edebildiğimiz kötüyü dikkate alarak eylemlerimize bir ölçü vermemiz gerektiğini söylemektir. Söz konusu bu tasavvur da kuşkusuz kendiliğinden oluşmayacak, bilinçle oluşturacaktır. Bunun nasıl mümkün olacağı pek de tatmin edici bir teoriyle ne yazık ki örülmüş değil. Bu konuda yapılacak spekülasyonları da bir kenara bırakıyorum. Ama Jonas’ın bize sunduğu düşünme tutamaklarından hareketle yeni bir kavramı tartışmaya sokmak istiyorum: Gelişmekte olanın ekolojik avantajı.

    Bu kavramla anlatmak istediğim Jonas’ın gelecekte ortaya çıkacak kötünün geçmişte ve günde analokları yokken bunu gelecek için bilinçle tasavvur etme isteğinin gelişmekte olan ülkeler için ne anlama geldiği. Gelişmekte olan ülkeler birçok kötünün analoğuna aslında sahipler. Bunun için sanayi kapitalisti ülkelere bakmayı becermeleri yeterli görülüyor. Bu doğanın katledilmesinden nükleer tehlikeye kadar geniş bir yelpazede bize analoklar sunuyor. Kısa vadede sermaye biriktirmekle güdülenmiş turizm isteğinin doğanın betonlaşmasıyla turistsiz mekânları geride bırakmasına tanık olduk. Ucuz enerji sloganıyla temelleri atılan nükleer santraların nasıl kendilerinden kurtulmanın artık mümkün olmadığı canavarlara dönüştüğünü sanayi kapitalisti ülkelerde gördük. Sanayi kapitalisti ülkelerin iyi gözlenmesi hiç şüphesiz korunması gerekenler hakkında fikir verebilir. Bu analoklara rağmen gelişmekte olanların aynı hatalı yoldan gitmekteki ısrarı kesinlikle anlaşılabilir değildir…

    Hans Jonas, Das Prinzip Verantwortung, Insel Verlag, 1979.

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email

    Related Posts

    Marx’ın Kavramları: Yabancılaşma

    Devrimci Olalım

    4, 25, 500: Daha Fazla Komün! – Sinan Özbek

    Comments are closed.

    Ara…
    İnternetten Satın Al!
    • N11
    • KitapYurdu
    • Idefix
    • D&R
    • GittiGidiyor
    • Pandora
    • Kabalcı
    • Sözcü Kitabevi
    • İlkNokta
    • Eganba
    • KitapCadde
    • PuntoKitap
    • Simurg
    • Nobel Kitap
    • Sol dergi ve gazete arşivi - SolYayin.com
    Eski Sayılar
    AltÜst Dergisi Eski Sayılar
    Etiketler
    Altüst altüst dergisi içerik altüst içindekiler Anayasa Arap devrimleri Araplar Ayrımcılık Azınlıklar Barış Cinsiyetçilik Demokrasi Devlet Devrimler Din Edebiyat Ekonomi Ekonomik kriz Emperyalizm Ergenekon Ermeni sorunu Ermeni Soykırımı Irkçılık Kadın hareketi Kapitalizm Kemalizm Kitap Kriz Kültür ve sanat Kürt hareketi Lenin Marksizm Meltem Oral Milliyetçilik Modernite Roni Margulies Savaş Sosyalizm tartışmaları Soykırım Suriye Devrimi Tarih Toplumsal sorunlar TÜRKİYE SİYASETİNDEN SAHNELER Özgürlük mücadelesi İktidar İslam
    © 2025 - Altüst
    • Künye
    • İletişim

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.

    Tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en alakalı deneyimi sunmak için web sitemizde çerezler kullanıyoruz. "Kabul Et" seçeneğine tıklayarak, TÜM çerezlerin kullanımına izin vermiş olursunuz.
    AyarlarKABUL ET
    Manage consent

    Privacy Overview

    This website uses cookies to improve your experience while you navigate through the website. Out of these, the cookies that are categorized as necessary are stored on your browser as they are essential for the working of basic functionalities of the website. We also use third-party cookies that help us analyze and understand how you use this website. These cookies will be stored in your browser only with your consent. You also have the option to opt-out of these cookies. But opting out of some of these cookies may affect your browsing experience.
    Necessary
    Always Enabled
    Necessary cookies are absolutely essential for the website to function properly. This category only includes cookies that ensures basic functionalities and security features of the website. These cookies do not store any personal information.
    Non-necessary
    Any cookies that may not be particularly necessary for the website to function and is used specifically to collect user personal data via analytics, ads, other embedded contents are termed as non-necessary cookies. It is mandatory to procure user consent prior to running these cookies on your website.
    SAVE & ACCEPT