Facebook Twitter Instagram
    Trending
    • Ulusalcılar kimlerdir ve “Yetmez ama evet”çilere karşı nasıl mücadele ederler?
    • #HEPİMİZGÖÇMENİZ Twitter’da
    • Bizans’ın Son Günleri
    • Haçlıların Bizans’a Çektirdikleri
    • Sebastiao Salgado: “Gözler çok şey anlatır”
    • Beyazlar Cazı Öldürmeye Çalıştı Müzik Kazandı
    • Käthe Kollwitz Kadınlar, anneler ve mücadele
    • Susamam
    Twitter Facebook
    Altüst Dergisi
    • Ana Sayfa
    • Satış Noktaları
      • İstanbul Satış Noktaları
      • Ankara Satış Noktaları
      • İzmir Satış Noktaları
      • Diğer İllerdeki Satış Noktaları
    • Abonelik
    • Yazı ve Danışma Kurulu
    • İletişim
    Altüst Dergisi
    Buradasınız:»Emperyalizm»Suriye: Çözüm Cenevre’de Değil Sokakta
    Emperyalizm

    Suriye: Çözüm Cenevre’de Değil Sokakta

    15 Nisan 2016Updated:25 Ağustos 20174 Mins Read
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email

    Ozan Tekin

    Suriye’deki savaşın yıllardır bu ölçekte sürüyor olmasının emperyalizm açısından iki anlamı var. Birincisi, Arap Baharı’nın yarattığı değişim havasına ilgi duyan herkese karşı bir gözdağı, yani “Egemenlerinize karşı ayaklanırsanız, sonunda bunlar olur” fikrinin yaygınlaşması. İkincisi ise; daha büyük resimde, kapitalizmin insan toplumlarının örgütlenebileceği tek model olduğunun kanıtlandığı “nihaî zafer” döneminde, üstelik bizzat Batı emperyalizminin doğrudan müdahil olduğu bir bölgede bu denli bir vahşet, dünyanın çivisinin çıktığı hissiyatını veriyor. Bir tarafta ABD ve AB, diğer tarafta Rusya-Çin ve iki emperyalist blokun yerel müttefikleriyle birlikte verdikleri mücadele, Suriye’de durumun bu iki algı arasındaki salınımını sürdürmesini sağlıyor.

    Onlarca ülkenin bir biçimiyle müdahil olduğu bu savaşta, taraflardan biri diğerlerine bariz bir üstünlük kuramadığı sürece, bu “kanlı denge” durumu devam edecek gibi gözüküyor. Tıpkı birincisi ve ikincisi gibi büyük badirelerle gerçekleştirilebilen Cenevre-III görüşmeleri bunun iyi bir örneği oldu.

    “Düşmanlıkların sonlandırılması”

    Tarafların aynı odada bulunmaktan dahi kaçındığı haftaların sonunda, ABD ile Rusya öncülüğünde bir “düşmanlıkların sonlandırılması” anlaşmasına varıldı. Bu, söylendiğine göre, tam anlamıyla bir ateşkes değildi. Ancak muhalifler ile rejimin, olası bir geçiş sürecine hazırlık olarak, belli şartlar dahilinde birçok bölgede çatışmalara son vermesi anlamına geliyordu.

    IŞİD ve El Nusra’nın anlaşmanın kapsamı dışında tutulması, çatışmasızlığın ne kadar uygulanabileceği konusunda soru işaretleri oluşturuyordu. Çünkü, Rusya zaten bu iki örgütü bombaladığı iddiasıyla, muhalifler ve sivil halk dahil herkesi hava saldırılarıyla hedef alıyordu.

    Nitekim, “düşmanlıkların sonlandırılması” anlaşması başladıktan sonra, bazı bölgelerde insanî açıdan ciddi bir rahatlama yaşandı. Çatışmalar durdu, yardım malzemeleri gönderildi. Ancak savaşın durmaya yaklaştığı da söylenemez. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin raporuna göre, sürecin ilk bir ayında savaş nedeniyle ölümlerin sayısı 2369 oldu. Aynı kurum, 2011 Mart’ından beri ölümlerin sayısının 273 bin ile 368 bin arasında olduğunu söylüyor. Yani günde ortalama 152 ile 204 arasında olan ölü sayısı, ABD-Rusya anlaşmasıyla birlikte 79’a düştü.

    Rusya, anlaşmadan bir süre sonra, Suriye’deki askerî güçlerinin önemli bir kısmını geri çekme kararı aldı. Bunun, ABD ile varılan uzlaşma nedeniyle mi olduğu, İran’ın rolünün Rusya’yı rahatsız mı ettiği veya savaşın ekonomik maliyetinin Putin yönetimi için kaldırılamaz hâle gelip gelmediği sıkça tartışıldı. Fakat Rusya, birincisi, askerî güçlerini tamamen çekmedi, Lazkiye’deki üssünü ve savaş uçaklarının bir bölümünü koruyor; ikincisi, zaten birkaç ay öncesinde Baas rejiminin kaynakları tükenmeye başlayana kadar sahada zaten bu kadar aktif değildi. Dolayısıyla bu hamlenin de gidişatta bir kırılma yaratacağı söylenemez.

    Geçiş süreci denilen şeyin nasıl tarif edildiği belirsizliğini korurken, bir hamle de Türkiye’nin baskıları sonucuyla Cenevre sürecinde dahil edilmeyen PYD’den geldi. Rojava’da federasyon ilan edildi. Baas rejimi, ABD ve Türkiye buna karşı çıkarken, son dönemde Kürt hareketiyle ittifak hâlinde olan Rusya da açıktan destek beyan edemedi. Ancak Suriye’deki genel durumda kalıcı bir değişiklik olmadıkça, PYD’nin Rojava’yı fiili yönetme durumunun, uluslararası güçlerle fazlaca zıtlaşmadığı ölçüde devam edeceği söylenebilir.

    Dolayısıyla tablo şöyle: Suriye’de Esad rejimi belli bir ölçüde gücünü koruyor, bazı yerlerde ufak tefek ilerlemeler kaydediyor ve ülkenin bir kısmındaki hakimiyetini kaybedecek gibi değil. IŞİD, onca ülkenin saldırısına rağmen, iki yıllık emperyalist müdahale sonucunda topraklarının %22’sini kaybetti. Bazı bölgelerde geriletilebiliyor, ancak söküp atılması ihtimali kısa vadede yok. Silahlı muhalif örgütlerin dağınıklığı sürüyor, rejim ve IŞİD dışında El Nusra gibi örgütlerle de sorun yaşıyorlar ve kontrolleri altında tutabildikleri bölgeler sınırlı. Kürtler, yaşanan boşlukta kendi bölgelerini kaptırmayacak güce sahip. Ülkeye müdahale eden iki emperyalist blok, kendi içerisindeki çelişkilerle birlikte, birbirlerine karşı dengeyi değiştirebilecek ölçüde güç üstünlüğüne sahip değil.

    Bölgesel bir ayaklanma dalgası

    Dolayısıyla, Cenevre çözümü değil çözümsüzlüğü ortaya koyuyor.

    Suriye’deki krizin kestirme bir çözümü yok. Daha demokratik ve özgür bir Suriye için ancak Arap Baharı çapında bölgesel bir ayaklanma dalgasının yeniden başlaması gerekiyor.

    “Düşmanlıkların sonlandırılması” anlaşmasının belki de en olumlu etkisi, çatışmaların hafiflediği bölgelerde, Suriye Devrimi’nin erken safhalarındaki kitlesel gösterilerin geri dönmesi oldu. Bombardımanlar azalınca, Suriye halkı her hafta en az 100 noktada Esad rejimine, IŞİD’e ve emperyalizme karşı sokağa çıkmaya başladı. Büyük toplumsal dönüşümler, mücadele eden sınıflardan birinin diğerine göre elinde olan silah sayısıyla belirlenmez. Tarihte nice diktatör, elinde en iyi silahlar olan bir sürü despot, kitlelerin gücü karşısında kaçmak zorunda kaldı.

    Suriye halkı Esad’ı istemiyor. Sokağın sesine göre devrim devam ediyor.

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email

    Related Posts

    “Zamanlama manidar” mı?

    Tehlikeli Eğilimler

    Emperyalizm ve Rusya

    Comments are closed.

    Ara…
    İnternetten Satın Al!
    • N11
    • KitapYurdu
    • Idefix
    • D&R
    • GittiGidiyor
    • Pandora
    • Kabalcı
    • Sözcü Kitabevi
    • İlkNokta
    • Eganba
    • KitapCadde
    • PuntoKitap
    • Simurg
    • Nobel Kitap
    • Sol dergi ve gazete arşivi - SolYayin.com
    Eski Sayılar
    AltÜst Dergisi Eski Sayılar
    Etiketler
    Altüst altüst dergisi içerik altüst içindekiler Anayasa Arap devrimleri Araplar Ayrımcılık Azınlıklar Barış Cinsiyetçilik Demokrasi Devlet Devrimler Din Edebiyat Ekonomi Ekonomik kriz Emperyalizm Ergenekon Ermeni sorunu Ermeni Soykırımı Irkçılık Kadın hareketi Kapitalizm Kemalizm Kitap Kriz Kültür ve sanat Kürt hareketi Lenin Marksizm Meltem Oral Milliyetçilik Modernite Roni Margulies Savaş Sosyalizm tartışmaları Soykırım Suriye Devrimi Tarih Toplumsal sorunlar TÜRKİYE SİYASETİNDEN SAHNELER Özgürlük mücadelesi İktidar İslam
    © 2025 - Altüst
    • Künye
    • İletişim

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.

    Tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en alakalı deneyimi sunmak için web sitemizde çerezler kullanıyoruz. "Kabul Et" seçeneğine tıklayarak, TÜM çerezlerin kullanımına izin vermiş olursunuz.
    AyarlarKABUL ET
    Manage consent

    Privacy Overview

    This website uses cookies to improve your experience while you navigate through the website. Out of these, the cookies that are categorized as necessary are stored on your browser as they are essential for the working of basic functionalities of the website. We also use third-party cookies that help us analyze and understand how you use this website. These cookies will be stored in your browser only with your consent. You also have the option to opt-out of these cookies. But opting out of some of these cookies may affect your browsing experience.
    Necessary
    Always Enabled
    Necessary cookies are absolutely essential for the website to function properly. This category only includes cookies that ensures basic functionalities and security features of the website. These cookies do not store any personal information.
    Non-necessary
    Any cookies that may not be particularly necessary for the website to function and is used specifically to collect user personal data via analytics, ads, other embedded contents are termed as non-necessary cookies. It is mandatory to procure user consent prior to running these cookies on your website.
    SAVE & ACCEPT