Facebook Twitter Instagram
    Trending
    • Ulusalcılar kimlerdir ve “Yetmez ama evet”çilere karşı nasıl mücadele ederler?
    • #HEPİMİZGÖÇMENİZ Twitter’da
    • Bizans’ın Son Günleri
    • Haçlıların Bizans’a Çektirdikleri
    • Sebastiao Salgado: “Gözler çok şey anlatır”
    • Beyazlar Cazı Öldürmeye Çalıştı Müzik Kazandı
    • Käthe Kollwitz Kadınlar, anneler ve mücadele
    • Susamam
    Twitter Facebook
    Altüst Dergisi
    • Ana Sayfa
    • Satış Noktaları
      • İstanbul Satış Noktaları
      • Ankara Satış Noktaları
      • İzmir Satış Noktaları
      • Diğer İllerdeki Satış Noktaları
    • Abonelik
    • Yazı ve Danışma Kurulu
    • İletişim
    Altüst Dergisi
    Buradasınız:»Kitap önerisi»Kürtlerin Türk Olduğunu Kanıtlamak
    Kitap önerisi

    Kürtlerin Türk Olduğunu Kanıtlamak

    30 Ocak 2016Updated:25 Ağustos 20174 Mins Read
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email

    Cumhuriyet’in Diyarbakır’da Kimlik İnşası (1923-1950)

    Ercan Çağlayan

    İletişim Yayınları, 2014

     

    Genç Türkiye Cumhuriyeti önce, Diyarbakır’ın bir Türk kenti ve orada konuşulan dilin Türkçe olduğu kanıtlanmaya çalışır.

     

    Çalışmaların başını, ilk dönemde, Ziya Gökalp çeker: Diyarbakır’daki “adetlerin, abidelerin, kitabelerin ve lisanın Diyarbakır halkının terihten beri Türk olduğunu gösteren somut emareler” olduğunu, Diyarbakır’ın “lisan, hars [kültür], tarih ve mezhep bakımından” Türk olduğunu anlatır.

     

    Şöyle yazar: “Diyarbekir şehrinde ana lisan Türkçe olmakla beraber, her fert biraz Kürtçe bilir… Lisanî tetkiklerim gösterdi ki Diyarbekir’in Türkçesi… Azeri lehçesinden ibarettir. Diyarbekirlilerin mahdut kelimelerden mürekkep olarak söyledikleri Kürtçeye gelince bu lisanın köylerde konuşulan fasih Kürtçeden farklı olduğunu gördüm… Diyarbekirliler Kürtçenin kaidelerini tamamıyla hafzedip [yok edip] suni bir Kürtçe icat etmişlerdir. Bu Kürtçeye ‘Türk  Kürtçesi’ namını vermek gayet doğru olur. Lisaniyat noktayı nazarından gayet mühim olan bu vakıa, Diyarbekirlilerin Türk olduğuna en büyük delildir.”

     

    Diyarbakır’ın Türklüğünü kanıtlamak, özellikle Şeyh Sait ayaklanmasından sonra daha acil ve bilinçli bir politika hâline gelir. Diyarbakır Türk Ocağı’ndan Genel Merkez’e gönderilen 1926 tarihli bir mektupta, “tarihi ve etnoğrafi teşkilatıyla tamamen bir Türk şehri olan Diyarbakır’da yabancı harslardan bakiye kalan tesiratı [yabancı kültürlerden geri kalan etkileri] silmek üzere” çalışıldığı ve orada “Türklüğü idame ettirmek için” Ankara’dan destek beklendiği yazılır.

     

    Böylesine önemli bir konuda Mustafa Kemal boş mu duracak? Durmaz elbet, 1932’de “Diyarbekirli, Vanlı, Erzurumlu, Trabzonlu, İstanbullu, Trakyalı ve Makedonyalı hep bir ırkın evlatları, hep aynı cevherin damarlarıdır” der. Bu sözleri aktaran Diyarbekir gazetesinde aynı gün şu cümleleri de içeren bir yazı yayımlanır:

     

    “Ben Türk elinin kahraman bir bucağındanım. Yazık ki oraya Berir Diyarı diyorlar. Fakat biz diyarımızın  ne olduğunu biliriz. Bizim diyarımız Oğuz Türk’ün has konağıdır, biz de bu yüce konağın çocuklarıyız… Türk eli büyüktür ve yer yüzünde yalnız o büyüktür. Her yeri dolduran Türk’tür. Ve her yanı aydınlatan Türk’ün yüzüdür… Dirliğin ne olduğunu anlatan da Türk’tür.”

     

    Birinci Umumi Müfettişlik tarafından 1939’da yayımlanan bir kitap Diyarbakır’ın Türklüğünü şöyle vurgular: “Temeli Türkler tarafından kurulan, en küçük taşından en büyük burcuna kadar soyu sopu Türkoğlu Türk olan Diyarbakır, dün olduğu gibi bugün de doğunun büyük bir kültür merkezi ve Türklüğün kutsal bir yuvasıdır.”

     

    Bir yalanı kanıtlamaya çalışmak, yalanın yalan olduğu gerçeğini değiştirmez. Türkiye devleti de bunu biliyordur elbet. Dolayısıyla, kanıtlama çalışmalarına, durumu değiştirme çalışmalarının eklenmesi gerekiyordur. Yani iskân ve zorunlu göç politikalarıyla Diyarbakır Türkleştirilmelidir.

     

    İçişleri Bakanı Şükrü Kaya meseleyi 1936’da şöyle ifade eder: “İskân işleri önemle takip ve tatbik olunacak mesaildendir. Bilhassa nüfus miktarlarında Kürt nüfus adedinin tebarüzü [görünümü] aleyhimize kaydolunabilir. Biz suret-i umumiyede bu kadar Kürt sanmıyorduk. Aşağı yukarı 100.000 diyorduk. Ve bunun da temsili [asimilasyonu] şüpheli idi. Çünkü Diyarbekir’e gidiniz, tahsil görmüşü, tüccarı ve esnafı işinde ve evinde hep Kürtçe konuşur. Bu sebeple, temsil ve dil işini kökünden halletmek gerekir. Buna da yalnız Türk halk iskânı tedbiri ile değil, memurumuz, zabitimiz ve askerlerimiz miktarlarını da nüfusa dahil ederek tam Türkçe konuşur Türkleri hiç olmazsa müsavi [eşit] ve müvazi [dengeli] miktara getirmek ilk önce lazım bir iştir.”

     

    Kürt bölgelerine Türk yerleştirmek ilk olarak 1930’larda gündeme gelmiş değildir elbet. Daha 1925 yılında Meclis Başkanı Abdülhalik Renda, Başbakan İnönü’ye yazdığı bir mektupta Diyarbakır, Siirt, Bitlis Van ve Muş’ta Ermenilerden kalan arazilere (emval-i metrukeye) Türk muhacirlerin yerleştirilmesi gerektiğini belirtir, böylece “Kürt meselesinin hallolunacağını” ifade eder.

     

    Diyarbakır’da devlet tarafından iskân edilen Türklerin genellikle uzun süre kalmadığı, ilk fırsatta Türkiye’ye geri döndüğü anlaşılıyor. Resmî yazışmalar devlet görevlilerinin bu konuda şikâyetleriyle dolu. Kesin bilgi yok, ama belli ki yerleştirilen Türkler “Burası yabancı bir memleket yahu!” diye düşünüp kalmamayı tercih etmiş!

     

    Kürtlerin Türk olduğunu kanıtlamaya çalışmak ve bölgedeki Türk nüfusu çoğaltmaya çabalamak Kemalist Cumhuriyet’in uyguladığı politikaların sadece iki tanesi. Daha pek çoğu var: önde gelen Kürt ailelerini Batı’ya sürmek, her tarafta “Türklük aşılayan” yatılı okullar, Türk Ocakları ve Halkevleri/Halkodaları açmak, kızların Türk memur ve askerlerle evlendirilmesini özendirmek, Kürtçe konuşanları ağır cezalara çarptırmak… Ve tabii bölgeyi Umumi Müfettişlikler yoluyla yönetmek.

    Bütün bunlar ve çok daha fazlası Ercan Çağlayan’ın Cumhuriyet’in Diyarbakır’da Kimlik İnşası (1923-1950) adlı mükemmel kitabında tüm ayrıntılarıyla yer alıyor. Kürt sorununun  kökenini anlamak, meselenin PKK’den kaynaklandığı yanılgısına düşmemek için gerekli olan her şey bu kitapta mevcut.

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email

    Related Posts

    Bizans’ın Son Günleri

    Haçlıların Bizans’a Çektirdikleri

    ‘Weimar Türkiyesi’nde demokrat kalabilmek

    Comments are closed.

    Ara…
    İnternetten Satın Al!
    • N11
    • KitapYurdu
    • Idefix
    • D&R
    • GittiGidiyor
    • Pandora
    • Kabalcı
    • Sözcü Kitabevi
    • İlkNokta
    • Eganba
    • KitapCadde
    • PuntoKitap
    • Simurg
    • Nobel Kitap
    • Sol dergi ve gazete arşivi - SolYayin.com
    Eski Sayılar
    AltÜst Dergisi Eski Sayılar
    Etiketler
    Altüst altüst dergisi içerik altüst içindekiler Anayasa Arap devrimleri Araplar Ayrımcılık Azınlıklar Barış Cinsiyetçilik Demokrasi Devlet Devrimler Din Edebiyat Ekonomi Ekonomik kriz Emperyalizm Ergenekon Ermeni sorunu Ermeni Soykırımı Irkçılık Kadın hareketi Kapitalizm Kemalizm Kitap Kriz Kültür ve sanat Kürt hareketi Lenin Marksizm Meltem Oral Milliyetçilik Modernite Roni Margulies Savaş Sosyalizm tartışmaları Soykırım Suriye Devrimi Tarih Toplumsal sorunlar TÜRKİYE SİYASETİNDEN SAHNELER Özgürlük mücadelesi İktidar İslam
    © 2025 - Altüst
    • Künye
    • İletişim

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.

    Tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en alakalı deneyimi sunmak için web sitemizde çerezler kullanıyoruz. "Kabul Et" seçeneğine tıklayarak, TÜM çerezlerin kullanımına izin vermiş olursunuz.
    AyarlarKABUL ET
    Manage consent

    Privacy Overview

    This website uses cookies to improve your experience while you navigate through the website. Out of these, the cookies that are categorized as necessary are stored on your browser as they are essential for the working of basic functionalities of the website. We also use third-party cookies that help us analyze and understand how you use this website. These cookies will be stored in your browser only with your consent. You also have the option to opt-out of these cookies. But opting out of some of these cookies may affect your browsing experience.
    Necessary
    Always Enabled
    Necessary cookies are absolutely essential for the website to function properly. This category only includes cookies that ensures basic functionalities and security features of the website. These cookies do not store any personal information.
    Non-necessary
    Any cookies that may not be particularly necessary for the website to function and is used specifically to collect user personal data via analytics, ads, other embedded contents are termed as non-necessary cookies. It is mandatory to procure user consent prior to running these cookies on your website.
    SAVE & ACCEPT