Facebook Twitter Instagram
    Trending
    • Ulusalcılar kimlerdir ve “Yetmez ama evet”çilere karşı nasıl mücadele ederler?
    • #HEPİMİZGÖÇMENİZ Twitter’da
    • Bizans’ın Son Günleri
    • Haçlıların Bizans’a Çektirdikleri
    • Sebastiao Salgado: “Gözler çok şey anlatır”
    • Beyazlar Cazı Öldürmeye Çalıştı Müzik Kazandı
    • Käthe Kollwitz Kadınlar, anneler ve mücadele
    • Susamam
    Twitter Facebook
    Altüst Dergisi
    • Ana Sayfa
    • Satış Noktaları
      • İstanbul Satış Noktaları
      • Ankara Satış Noktaları
      • İzmir Satış Noktaları
      • Diğer İllerdeki Satış Noktaları
    • Abonelik
    • Yazı ve Danışma Kurulu
    • İletişim
    Altüst Dergisi
    Buradasınız:»Kültür ve Sanat»Judge Dredd’in düşündürdükleri
    Kültür ve Sanat

    Judge Dredd’in düşündürdükleri

    25 Haziran 20133 Mins Read
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email

    Ceyda Akaş Kabadayı

    Eğer çizgi romanlar ilginizi çekiyorsa, sinema uyarlamalarını da izliyorsunuz demektir. Daha okuma yazma bilmeden abimin Asteriks’lerinin resimlerine bakarak kendimce diyaloglar uydurmamla başlayan maceram hâlâ usul usul devam ettiği için her yeni uyarlamayı karakter vs ayırt etmeden seyrediyorum. İşte geçen akşam biraz gecikmeli olsa da Judge Dredd’in bir macerasını ele alan Dredd filmini seyretmeye başladım. Filmde 3 boyutlu olmasının dışında pek bir numara yok, daha önce hiçbir Dredd macerasını oturup okumuşluğum da yok. Dolayısıyla ekran karşısında bir yandan seyrederken bir yandan da rahat rahat iç sesime kulak verdim.

    Filmde ve zaten çizgi versiyonunda kaotik bir gelecekte Amerika devlet başkanının kendi ülkesine attığı atom bombası sonucu işler oldukça karışmıştır. Çeteler, şiddet, suç oranı ayyuka çıkmış, gidişatı bir nebze de olsa düzeltebilmek adına “yargıç” ismi verilen bir polis gücü oluşturulmuştur. Dredd de genleriyle oynanmış bir yargıçtır ve her çizgi romanda olduğu gibi bir kahraman olarak dolanmaktadır. Klasik çizgi roman standartları içinde hiç sırıtmayan bu hikâye, birden beni gelecekte geçen filmler hakkında düşünmeye itti. Bu konuda oldukça naif birkaç sorum var:

    Metropolis’ten Blade Runner’a, niye gelecekte geçen tüm filmlerde bir felaket senaryosu var? Dünyanın sonunun gelmesi elbette herkesin ilgisini çeken bir konu, üç büyük dinin ana teması, bir kahramanın ortaya çıkması da buna dahil. Zor bir gelecekte neler yapabileceğimize dair bir önçalışma bile sağlıyor olabilir.

    Ancak istisnasız bir kötü gelecek düşüncesi de biraz durup düşünmeyi beraberinde getiriyor. Ya inanılmaz bir salgın oluyor, ya robotlar dünyayı ele geçiriyor, ya uzaylı istilası oluyor ya da bir dünya savaşı (nükleer, atomik vs) sonucu kaos doğuyor. Peki tüm bunlar bizi gündelik hayatımızda nasıl etkiliyor?

    Sinema sektörünün dünyanın her yanında hiç tartışmasız en güçlü propaganda aracı olması, özellikle Soğuk Savaş sonrası, gelecekle ilgili olarak insanların suçu, paranoyayı, şiddeti kendi hayatlarında ve kafalarında da legalize etmesini beraberinde getirmedi mi? Gelecekte geçen ve sakin bir hikâyeyi ele almamanın sonucu tam olarak nedir? Baskıcı yönetimlerin bu denli sıradanlaşmasını, herkesin herkesi her an öldürebileceğini, öldürmekten beter yapabileceğini, iktidara ispiyonlayabileceğini, her yönüyle büyük bir yoksunluk içinde yaşanacağını öngörmekten, ümitsiz kalınacağının altını bu kadar çizmekten başka yapılabilecek bir şey yok mu?

    Gelecek sadece distopyadan mı ibaret? Arada bazı örnekler çıksa da (Douglas Adams’ın kitabı Bir Otostopçunun Galaksi Rehberi geliyor aklıma, filmi de çekilen bu kitapta yine bir felaket var, ancak en azından bir mizah duygusu, insanî birtakım öğeler rahatlatır okuyucuyu ya da seyirciyi), bunda bir gariplik yok mu? Gelecekten korkmak, günümüzü de karartmanın ya da haklı çıkartmanın bir yolu değil mi? Şiddet propagandası bugün yaşanan her türlü baskıyı normalleştirmenin, sıradanlaştırmanın ve kabul edilebilir hâle getirmenin sağlam bir yolu.

    Geçmiş bir dönemi ya da çağımızda geçen bir hikayeyi anlatmak adına farklı türler kullanılabiliyorken (komedi, dram vs), gelecek sözkonusu olduğunda elimizi ayağımızı bağlayan ne? Distopya varsa ütopya da vardır, ütopyamızı distopyaya çevirmeye ne zaman karar verdik?

     

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email

    Related Posts

    Sebastiao Salgado: “Gözler çok şey anlatır”

    Beyazlar Cazı Öldürmeye Çalıştı Müzik Kazandı

    Käthe Kollwitz Kadınlar, anneler ve mücadele

    Comments are closed.

    Ara…
    İnternetten Satın Al!
    • N11
    • KitapYurdu
    • Idefix
    • D&R
    • GittiGidiyor
    • Pandora
    • Kabalcı
    • Sözcü Kitabevi
    • İlkNokta
    • Eganba
    • KitapCadde
    • PuntoKitap
    • Simurg
    • Nobel Kitap
    • Sol dergi ve gazete arşivi - SolYayin.com
    Eski Sayılar
    AltÜst Dergisi Eski Sayılar
    Etiketler
    Altüst altüst dergisi içerik altüst içindekiler Anayasa Arap devrimleri Araplar Ayrımcılık Azınlıklar Barış Cinsiyetçilik Demokrasi Devlet Devrimler Din Edebiyat Ekonomi Ekonomik kriz Emperyalizm Ergenekon Ermeni sorunu Ermeni Soykırımı Irkçılık Kadın hareketi Kapitalizm Kemalizm Kitap Kriz Kültür ve sanat Kürt hareketi Lenin Marksizm Meltem Oral Milliyetçilik Modernite Roni Margulies Savaş Sosyalizm tartışmaları Soykırım Suriye Devrimi Tarih Toplumsal sorunlar TÜRKİYE SİYASETİNDEN SAHNELER Özgürlük mücadelesi İktidar İslam
    © 2023 - Altüst
    • Künye
    • İletişim

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.

    Tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en alakalı deneyimi sunmak için web sitemizde çerezler kullanıyoruz. "Kabul Et" seçeneğine tıklayarak, TÜM çerezlerin kullanımına izin vermiş olursunuz.
    AyarlarKABUL ET
    Manage consent

    Privacy Overview

    This website uses cookies to improve your experience while you navigate through the website. Out of these, the cookies that are categorized as necessary are stored on your browser as they are essential for the working of basic functionalities of the website. We also use third-party cookies that help us analyze and understand how you use this website. These cookies will be stored in your browser only with your consent. You also have the option to opt-out of these cookies. But opting out of some of these cookies may affect your browsing experience.
    Necessary
    Always Enabled
    Necessary cookies are absolutely essential for the website to function properly. This category only includes cookies that ensures basic functionalities and security features of the website. These cookies do not store any personal information.
    Non-necessary
    Any cookies that may not be particularly necessary for the website to function and is used specifically to collect user personal data via analytics, ads, other embedded contents are termed as non-necessary cookies. It is mandatory to procure user consent prior to running these cookies on your website.
    SAVE & ACCEPT