Facebook Twitter Instagram
    Trending
    • Ulusalcılar kimlerdir ve “Yetmez ama evet”çilere karşı nasıl mücadele ederler?
    • #HEPİMİZGÖÇMENİZ Twitter’da
    • Bizans’ın Son Günleri
    • Haçlıların Bizans’a Çektirdikleri
    • Sebastiao Salgado: “Gözler çok şey anlatır”
    • Beyazlar Cazı Öldürmeye Çalıştı Müzik Kazandı
    • Käthe Kollwitz Kadınlar, anneler ve mücadele
    • Susamam
    Twitter Facebook
    Altüst Dergisi
    • Ana Sayfa
    • Satış Noktaları
      • İstanbul Satış Noktaları
      • Ankara Satış Noktaları
      • İzmir Satış Noktaları
      • Diğer İllerdeki Satış Noktaları
    • Abonelik
    • Yazı ve Danışma Kurulu
    • İletişim
    Altüst Dergisi
    Buradasınız:»Devrim tarihi»Portre – Salmen Gradowski: Bizden sonra gelenler bilsin diye…
    Devrim tarihi

    Portre – Salmen Gradowski: Bizden sonra gelenler bilsin diye…

    23 Haziran 20124 Mins Read
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email

    Atilla Dirim

    “Bu satırları bulan sen, lütfen her yeri iyice ara, toprağın her santimetre karesini elden geçir. Burada daha yüzlerce belge saklı. Kimi bana ait, kimi başkalarına. Ama hepsi de burada gerçekte neler yaşandığını gözler önüne seriyor. Bizden sonra gelecek olan, katledilen milyonlarca insanın varlığını bilsin diye…”

    Bu satırların yazarı Salmen Gradowski, dünyanın en talihsiz insanlarından biriydi. Aslında sıradan bir insandı. Polonya’nın Suwalki şehrinde yaşayan bir Yahudi’ydi. Babasının dükkânında çalışıyordu. Hayat güzel, işler tıkırındaydı. Nereden bilebilirdi ki, bir süre sonra dünyanın en talihsiz insanlarından biri olacağını? 

    Auschwitz-Birkenau cehennemi

    Bilemezdi, çünkü Nazi Almanyası Türkiye’den ithal ettiği tonlarca kromdan imal ettiği ağır silahlarıyla Polonya’yı bir gece içinde basıvermişti. Polonyalı süvariler yalın kılıç Nazi tanklarının karşısına çıkmış, ama bu kahramanca direniş doğal olarak hiçbir işe yaramamıştı. Polonya’yı birkaç günde işgal eden Naziler, burada hızla toplama kampları kurdular. Gradowski ailesi, 8 Kasım 1942 günü Auschwitz-Birkenau kampına götürüldü. Aile aynı gün gaz odalarında katledildi. Salmen hariç.

    Salmen Gradowski hayatta kalmıştı, çünkü Naziler onu ‘Özel Birlik’ üyesi olmaya uygun görmüşlerdi. Özel Birlik, Yahudi tutsaklardan oluşan bir tür kamp polisiydi. Kampın esas yöneticisi olan SS kuvvetlerine bağlı olarak çalışıyorlardı. Elbette silahları yoktu. Kampın düzeninden ve iyi işleyişinden sorumluydular. En küçük bir asayiş bozukluğu, düzensizlik, itaatsizlik, tutsakların ve Özel Birlik mensuplarının ağır bir şekilde cezalandırılmasına neden oluyordu.

    Her şeye rağmen bu yapının içinde olmak, belirli avantajlar sağlıyordu. Barınma, beslenme gibi ihtiyaçlar diğer tutsaklara kıyasla biraz daha iyiceydi. Özel Birlik üyeleri kamp içinde çeşitli yerlere gidebiliyor, diğer tutsaklarla ilişki kurabiliyor, hatta Alman askerleriyle bile – bir toplama kampında ne kadar iyi olabilirse o kadar – iyi ilişkiler geliştirebiliyordu.

    Şişe postası

    Auschwitz-Birkenau kampına alınmasından on altı ay sonra, Salmen Almanların güvenini kazanmayı başardı. Bunun sonucunda, kâğıt ve kalem temin ettiğini ve yaşadıklarını yazabilecek kadar boş vakit bile bulduğunu biliyoruz. Biliyoruz, çünkü Salmen yazdıklarını bir şişeye ve bir konserve kutusuna koymuş, iki ayrı yerde toprağa gömmüştü. Şişe ve konserve kutusu, iki ayrı tarihte iki ayrı kişi tarafından bulundu, yıllar sonra tesadüf eseri bir araya getirildi ve bize bir trajedinin canlı tarihini aktardı.

    Salmen’in anlattıkları aslen kendisiyle ve Theresianstadt tutsaklarının gaz odasında öldürülmesiyle ilgiliydi. Theresienstadt bir toplama kampıydı; ama görünüş itibarıyla sıradan bir yerleşimden farkı yoktu. Güzel, derli toplu evler, temiz, bakımlı insanlar, sıradan bir hayat… Dışarıdan böyle görülen Theresienstadt, Naziler tarafından dünyayı kandırmak amacıyla kurulmuş bir yalandı. Savaşın akışının 1943’te değişmeye başlamasıyla birlikte Theresienstadt Yahudileri de Auschwitz-Birkenau’a gönderilerek gaz odalarında katledildi.

    Salmen, Yahudi kadınların gaz odalarında nasıl katledildiklerini ayrıntılarıyla anlatır. SS’ler Yahudileri bir çalışma kampına göndereceklerini anlatarak, direnmelerine fırsat vermeden ölüme göndermeye çalışır. Kullandıkları taktikler başarılı olur; Auschwitz-Birkenau’un gaz odalarına gelindiğinde artık iş işten geçmiştir. Kadın ve çocuklar bir odaya toplanır ve soyunmaları emredilir. Emirlerin uygulanmasını sağlayan Yahudi Özel Birliği üyeleri arasında Salmen Gradowski de bulunmaktadır.

    Theresienstadtlı kadınlar, Nazilere derhal teslim olmaz. İçlerinden hiçbiri hayatının bağışlanması için yalvarmaz. Anneler, kollarındaki çocukları öperek ölüme gider. Sarhoş SS askerleri, küfür ve yumruk savurarak kadınlara daha hızlı soyunmalarını emreder. Uzun saç örgülü, on iki yaşındaki bir kızın annesi SS’lere lanetler savurur; bir kadın SS’in suratına tükürür. Kızlardan biri soyunmayı reddeder ve diğerlerine direniş çağrısı yapar. SS’ler onu oracıkta vurup öldürür. Böylece gaz odaları yavaş yavaş dolmaya başlar.

    Ama gaz odalarından yükselen ses korku çığlıkları değildir. Odalardan marşlar yükselir: Önce Hatikwa, ardından Çekoslovakya millî marşı. SS subaylarını asıl dehşete düşüren, gaz odalarından yükselen Enternasyonal’in melodisi olur. Bu bir uyarıdır sanki, SS’lere yaklaşan sonlarını hissettirir…

    Direniş, isyan, ölüm

    Cehennemin içinde ikinci bir cehennem hayatı yaşayan Özel Birlik üyeleri, 7 Ekim 1944’de silahlı bir isyan hareketi başlatır. Kamptaki kadınlar, zorla çalıştırıldıkları bir silah fabrikasından patlayıcı ve silah çalmayı başarmışlardır. Aralarında Salmen Gradowski’nin de bulunduğu Özel Birlik üyeleri, patlayıcıyla Krematoryum IV’ü kısmen havaya uçurmayı başarır. Sonra tel örgüleri parçalayıp 250 kadar tutsağın kaçmasını sağlarlar. Ne var ki isyan kısa sürede bastırılır. Kaçan tutsakların hepsi yakalanıp öldürülür.

    Salmen Gradowski de ölenler arasındadır. Bir direnişçi, bir kahraman olarak ölür; üstelik yaşananları bilmemiz, yaşananların bir daha yaşanmasına izin vermememiz için bizi uyarmayı ihmal etmeden…

    Gradowski’nin yazdıklarından:

    “Her defasında iki ceset koyuyorlar yan yana. İki insan, iki dünya. İnsanlığın içinde kendilerine yer edinmişlerdi, yaşıyorlardı, çalışıyorlardı, üretiyorlardı, varlardı. Dünya için bir şeyler yapıyor, bu büyük binaya bir tuğla koyuyor, dünya ve gelecek için bir ilmek daha atıyorlardı. İşte, sadece yirmi dakika sonra, onlardan geriye iz bile kalmayacak.”

    “Büyük, özgür dünya günün birinde bu alevleri fark edecek mi? Sen, ey insan, günün birinde bir akşam bir yerde durup, bakışlarını bu alevlerin aydınlattığı koyu mavi gökyüzüne çevirecek misin? Sen, ey özgür insan, bil ki, bu hiç durmadan insanları yakıp kül eden cehennem ateşidir…”

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email

    Related Posts

    Bizans’ın Son Günleri

    Haçlıların Bizans’a Çektirdikleri

    Beyazlar Cazı Öldürmeye Çalıştı Müzik Kazandı

    Comments are closed.

    Ara…
    İnternetten Satın Al!
    • N11
    • KitapYurdu
    • Idefix
    • D&R
    • GittiGidiyor
    • Pandora
    • Kabalcı
    • Sözcü Kitabevi
    • İlkNokta
    • Eganba
    • KitapCadde
    • PuntoKitap
    • Simurg
    • Nobel Kitap
    • Sol dergi ve gazete arşivi - SolYayin.com
    Eski Sayılar
    AltÜst Dergisi Eski Sayılar
    Etiketler
    Altüst altüst dergisi içerik altüst içindekiler Anayasa Arap devrimleri Araplar Ayrımcılık Azınlıklar Barış Cinsiyetçilik Demokrasi Devlet Devrimler Din Edebiyat Ekonomi Ekonomik kriz Emperyalizm Ergenekon Ermeni sorunu Ermeni Soykırımı Irkçılık Kadın hareketi Kapitalizm Kemalizm Kitap Kriz Kültür ve sanat Kürt hareketi Lenin Marksizm Meltem Oral Milliyetçilik Modernite Roni Margulies Savaş Sosyalizm tartışmaları Soykırım Suriye Devrimi Tarih Toplumsal sorunlar TÜRKİYE SİYASETİNDEN SAHNELER Özgürlük mücadelesi İktidar İslam
    © 2023 - Altüst
    • Künye
    • İletişim

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.

    Tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en alakalı deneyimi sunmak için web sitemizde çerezler kullanıyoruz. "Kabul Et" seçeneğine tıklayarak, TÜM çerezlerin kullanımına izin vermiş olursunuz.
    AyarlarKABUL ET
    Manage consent

    Privacy Overview

    This website uses cookies to improve your experience while you navigate through the website. Out of these, the cookies that are categorized as necessary are stored on your browser as they are essential for the working of basic functionalities of the website. We also use third-party cookies that help us analyze and understand how you use this website. These cookies will be stored in your browser only with your consent. You also have the option to opt-out of these cookies. But opting out of some of these cookies may affect your browsing experience.
    Necessary
    Always Enabled
    Necessary cookies are absolutely essential for the website to function properly. This category only includes cookies that ensures basic functionalities and security features of the website. These cookies do not store any personal information.
    Non-necessary
    Any cookies that may not be particularly necessary for the website to function and is used specifically to collect user personal data via analytics, ads, other embedded contents are termed as non-necessary cookies. It is mandatory to procure user consent prior to running these cookies on your website.
    SAVE & ACCEPT