Facebook Twitter Instagram
    Trending
    • Ulusalcılar kimlerdir ve “Yetmez ama evet”çilere karşı nasıl mücadele ederler?
    • #HEPİMİZGÖÇMENİZ Twitter’da
    • Bizans’ın Son Günleri
    • Haçlıların Bizans’a Çektirdikleri
    • Sebastiao Salgado: “Gözler çok şey anlatır”
    • Beyazlar Cazı Öldürmeye Çalıştı Müzik Kazandı
    • Käthe Kollwitz Kadınlar, anneler ve mücadele
    • Susamam
    Twitter Facebook
    Altüst Dergisi
    • Ana Sayfa
    • Satış Noktaları
      • İstanbul Satış Noktaları
      • Ankara Satış Noktaları
      • İzmir Satış Noktaları
      • Diğer İllerdeki Satış Noktaları
    • Abonelik
    • Yazı ve Danışma Kurulu
    • İletişim
    Altüst Dergisi
    Buradasınız:»Sosyalizm tartışmaları»Ulus devlet ve soykırım
    Sosyalizm tartışmaları

    Ulus devlet ve soykırım

    16 Nisan 20124 Mins Read
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email

    Baha Coşkun

    Modern siyasetin merkezî kavramı ulus devlettir. Modern siyasetçilerin ilk görevi ulus devletin inşasıdır. Ulus devletin inşasına teorik ve pratik olarak ulusun inşası ile başlanır, buna paralel olarak da ulus referansından hareket eden devlet inşa edilir. Ulusun inşası dil, din gibi açılarından bir homojenleştirme sürecidir. Bu açılarından farklı olan unsurlar ulusun tarihinde ve vatanında barındırılmaz, yok edilir. Farklı olanların yok edilmesi için devlet tarafından merkezî politikalar uygulanır. Genel ve mecburî eğitim, gazete ve radyo farklı olanların yok edilmesi için geliştirilmiş yumuşak politik araçlardır. Bunların yanında cinayet, katliam, mübadele, mecburî iskân, sürgün, soykırım gibi sert politik araçlar da geliştirilmiştir.  

    “Homo homini lupus”

    Her ulus devlet kendi tarihsel koşullarına göre bu araçları kullanır. Farklı kimlikler yok edilmeden ulusal birlik mümkün olmayacağından, ya ulus inşasından vaz geçmek ya da  hangisi gerekiyorsa o aracı kullanarak farklı kimlikleri yok etmek modern siyasî zihniyet için kaçınılmaz bir  zorunluluktur.

    Modern zihniyette insan insanın kurdudur. Bunun modern siyasî zihniyete yansıması ulusun ulusun kurdu olması, ulusun farklı olan dillerin, dinlerin, etnik kimliklerin kurdu olması, bunların da hem birbirlerinin hem de devletin kurdu olması halidir.

    Gellner’e göre kadim devlet avcı-toplayıcı devlettir. Toplumsal kimlikleri kendisi üretmez. Toplumsal kimlikler toplumun kendisi tarafından üretilir. Kadim devlet sadece kendisinin toplumdan avladığı-topladığı-devşirdiği insanlar için, modern bir terimle söylersek kendi bürokrasisi için kimlik üretir.

    Modern devlet ise bahçıvan devlettir. O  toplumsal kimliklerin üretilmesi işini toplumun kendisine bırakmaz. Kendisi üretir ve topluma zorla dayatır. Bu kimliğe uymayanları imha eder.

    İnsanlık tarih boyunca birçok katliam olmuştur. Soykırım, kurbanların sayısı ile ilgili bir mesele değildir. Özetlemeye çalıştığım modern siyasî zihniyetle alakalı bir şeydir ve bu yüzden soykırım modern bir olgudur. Ve her milliyetçliğin içinde soykırım potansiyeli vardır; tarihsel koşullar ve toplum mühendisliği ihtiyaçları gereği her an kuvveden fiile çıkabilir.

    Büyük felaket ve  karabasan

    Bu “büyük felaket” bizim başımıza gelmiş ve bizim milliyetçiliğimiz içerisindeki soykırım potansiyeli kuvveden fiile çıkmıştır. Bu “büyük felaket” kardeşlerimizin başında patlamış, bizim de “başımıza gelmiştir”. Bu, her şeyden önde kardeşlerimiz için korkunç bir trajedidir. Bizim için ise hâlâ daha uyanmaya çalıştığımız bir “karabasan”dır.

    Avrupa’da ortaya çıkan modern fikirlerin, modern siyasî fikirlerin Osmanlı İmparatorluğu’na sirayet etmesinden sonra Osmanlı’da modern siyaset özneleri oluşmaya başladı.  Yalnızca Türkler arasında değil, Rumlar, Bulgarlar, Sırplar, Ermeniler v.s. arasında da.

    İttihat Terakki adındaki modern siyasî özne, gerek duyduğu ve Dünya Savaşı sebebiyle uygun ortam bulduğu anda tehcir/büyük felaketi uyguladı.

    Yunus Emre’de, Karacaoğlan’da ifadesini bulan Türkmen etnik kimliğinin, Mevlana’da, Gazali’de ifadesini bulan Müslüman kimliğinin, Sinan’da, Itrî’de ifadesini bulan Osmanlı kimliğinin bu  “büyük felaket”i yaratamadığı, yaratamayacağı bilinmelidir. Felaket Avrupa’dan yayılan millet, milliyetçilik gibi yeni siyasal kavramların ürünüdür.

    Bazı halklar şanslıdır

    Hiçbir halk bu kasaplık ideolojisine direnememiştir. Demir yumrukla ya da kadife eldivenle, ama mutlaka etnik/dinsel kimlikleri yok edip ulusal kimlikleri inşa etmişlerdir. Milliyetçiliğin olduğu her halkın Talat Paşa yaratma potansiyeli vardır. Bazı halklar şanslıdır. Bu potansiyel kendini gerçekleştirmemiştir. Bazıları şanssızdır. Bu potansiyel kuvveden fiile çıkmıştır.

    Talat Paşalar Türkmen, Osmanlı, Müslüman olmadan önce moderndir. Ermeni, Osmanlı ve Hıristiyan olmaktan önce modern olan Ermeni siyasetçiler de vardı.

    Türk siyasî seçkinlerini tüm dünyayı istila eden bu zehirli fikirlerin etkisi altında kaldıkları için suçlayabilir miyiz? Hayır ve evet. Hayır, çünkü bu zehirden masun kalan hiçbir halkın siyasî seçkinleri maalesef olamadı. Evet, çünkü modern siyasetçilerin hepsi suçludur. Bilfiil hepsi genosit suçlusu olmasa bile, bilkuvve her modern siyasetçi genosit suçlusudur.
    İttihat ve Terakki Dünya Savaşı’ndan çok önce kendisine Ermenisiz bir ülke yaratmak hedefini koymuş, bunun için her türlü politik aracı kullanmış ve Dünya Savaşı’nın yarattığı uygun ortamda da bu araçlara tehcir/büyük felaket denilen en etkili aracı ilave etmiştir.

    Sanık sandalyesi

    Soykırım mahkemesinde sanık sandalyesinde asıl oturması gereken modern siyaset felsefesi ve teorisidir. Milliyetçilik ve millî devlettir. Hiçbir halk, hiçbir din, hiçbir etnisite değil.

    Tehcir yollarında veya Der-Zor çöllerinde alçakça bıçaklanan, uçurumlardan atılan, günlerce kokuşmuş bir at toynağından kemirdiklerinden başka boğazından bir şey geçmeyen, gencecik kızları tecavüze uğrayan insanlardan mucize kabilinde kurtulanların torunlarından bana kızabilecek olanlar çıkacaktır. Onları anlıyorum.

    Tehcir/büyük felaket katillerinin bir bölümünün annemin bana öğrettiği ve benim de çok sevdiğim bu dili konuştukları, annem babam gibi oruç tutup namaz kıldıkları aklıma geldikçe, bir utanç duyusu içimi kaplamıyor değil. Ama modern fikirler bu topraklara gelmeden önce bu dili konuşan, oruç tutan, namaz kılan aynı insanlar bir tehcir/büyük felaket organize etmedi. Mahkûm edilmesi gereken Türkmen etnik kimliği veya Müslüman dinsel kimliği veya Osmanlı kimliği değil, modern millî kimliklerdir.

    Aklım bunları söylerken içimde gene de buruk bir şeyler kalıyor. Keşke benim toplumumda ulus devlet tehcir/büyük felaket denilen politik araç kullanılmadan inşa edilebilseydi diyorum. Keşke modern siyaset teorisine içkin olan ve dolayısıyla her ulus devlette bilkuvve mevcut olan bu büyük felaket benim toplumumda da bilkuvve bir şey olarak kalsa idi. Keşke Yunus Emre’nin dilinin, Mevlana’nın dininin başına bu “ büyük felaket” gelmese idi.

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email

    Related Posts

    Emperyalizm ve Rusya

    İkili İktidar Dönemi: Çoğunluk Olmadan Olmaz – Volkan Akyıldırım

    Marksizm’in Üç Kaynağı – Cemal Yardımcı

    Comments are closed.

    Ara…
    İnternetten Satın Al!
    • N11
    • KitapYurdu
    • Idefix
    • D&R
    • GittiGidiyor
    • Pandora
    • Kabalcı
    • Sözcü Kitabevi
    • İlkNokta
    • Eganba
    • KitapCadde
    • PuntoKitap
    • Simurg
    • Nobel Kitap
    • Sol dergi ve gazete arşivi - SolYayin.com
    Eski Sayılar
    AltÜst Dergisi Eski Sayılar
    Etiketler
    Altüst altüst dergisi içerik altüst içindekiler Anayasa Arap devrimleri Araplar Ayrımcılık Azınlıklar Barış Cinsiyetçilik Demokrasi Devlet Devrimler Din Edebiyat Ekonomi Ekonomik kriz Emperyalizm Ergenekon Ermeni sorunu Ermeni Soykırımı Irkçılık Kadın hareketi Kapitalizm Kemalizm Kitap Kriz Kültür ve sanat Kürt hareketi Lenin Marksizm Meltem Oral Milliyetçilik Modernite Roni Margulies Savaş Sosyalizm tartışmaları Soykırım Suriye Devrimi Tarih Toplumsal sorunlar TÜRKİYE SİYASETİNDEN SAHNELER Özgürlük mücadelesi İktidar İslam
    © 2025 - Altüst
    • Künye
    • İletişim

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.

    Tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en alakalı deneyimi sunmak için web sitemizde çerezler kullanıyoruz. "Kabul Et" seçeneğine tıklayarak, TÜM çerezlerin kullanımına izin vermiş olursunuz.
    AyarlarKABUL ET
    Manage consent

    Privacy Overview

    This website uses cookies to improve your experience while you navigate through the website. Out of these, the cookies that are categorized as necessary are stored on your browser as they are essential for the working of basic functionalities of the website. We also use third-party cookies that help us analyze and understand how you use this website. These cookies will be stored in your browser only with your consent. You also have the option to opt-out of these cookies. But opting out of some of these cookies may affect your browsing experience.
    Necessary
    Always Enabled
    Necessary cookies are absolutely essential for the website to function properly. This category only includes cookies that ensures basic functionalities and security features of the website. These cookies do not store any personal information.
    Non-necessary
    Any cookies that may not be particularly necessary for the website to function and is used specifically to collect user personal data via analytics, ads, other embedded contents are termed as non-necessary cookies. It is mandatory to procure user consent prior to running these cookies on your website.
    SAVE & ACCEPT