Facebook Twitter Instagram
    Trending
    • Ulusalcılar kimlerdir ve “Yetmez ama evet”çilere karşı nasıl mücadele ederler?
    • #HEPİMİZGÖÇMENİZ Twitter’da
    • Bizans’ın Son Günleri
    • Haçlıların Bizans’a Çektirdikleri
    • Sebastiao Salgado: “Gözler çok şey anlatır”
    • Beyazlar Cazı Öldürmeye Çalıştı Müzik Kazandı
    • Käthe Kollwitz Kadınlar, anneler ve mücadele
    • Susamam
    Twitter Facebook
    Altüst Dergisi
    • Ana Sayfa
    • Satış Noktaları
      • İstanbul Satış Noktaları
      • Ankara Satış Noktaları
      • İzmir Satış Noktaları
      • Diğer İllerdeki Satış Noktaları
    • Abonelik
    • Yazı ve Danışma Kurulu
    • İletişim
    Altüst Dergisi
    Buradasınız:»Kitap önerisi»Kitap: Umutsuz İç Savaş Gençleri
    Kitap önerisi

    Kitap: Umutsuz İç Savaş Gençleri

    09 Kasım 2011Updated:09 Mayıs 20144 Mins Read
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email

    İç savaş yaşanan bir ülkede her türlü iktidarın zamanla elinde en çok silah ve asker olanlara geçtiğini, her türlü ilişkinin silah gücüyle şekillendiğini, savaşın kirinin savaşan, savaşmayan ülkedeki herkesin üzerine sıçradığını görüyoruz De Niro’nun Oyunu’nda.

    De Niro’nun Oyunu
    Rawi Hage
    Çeviren: Püren Özgören
    Everest Yayınları, 2010

    Yaz başında yayımlanan Bildiğin Gibi Değil / 90’lı Yıllarda Güneydoğu’da Çocuk Olmak’ın(Metis Yayınları) başlığı ve altbaşlığı kitabı gayet güzel tanımlıyor: Çocukluk ve ilkgençliklerini 90’lı yıllarda Güneydoğu’da geçirmiş olan kadınlar ve adamlar, Güneydoğu’da yaşanan kirli savaşın gündelik hayattaki görünümlerini, bizzat başlarına gelenler ve tanıklıkları üzerinden anlatıyor. Rojin Canan Akın ve Funda Danışman’ın hazırladığı kitap 90’larda yaşananların gerçekten de bildiğimiz gibi olmadığını çarpıcı biçimde gösteriyor. Kitapta anlatılanlar kadar, anlatanların ruh halleri de insanı etkiliyor. İçselleşmiş umutsuzluk, öfke, duygusuzlaşma gibi ruh halleri satır aralarından hissediliyor. Savaşın sadece ölümlere ve maddî yıkımlara neden olmadığını; insanların, ama özellikle çocukların ve gençlerin ruhsallıklarını da nasıl olumsuz etkilediğini bir kez daha görüyoruz.

    Lübnan doğumlu Kanadalı yazar Rawi Hage’in anavatanındaki iç savaş sırasında geçen De Niro’nun Oyunu adlı romanı da benzer bir işlev görüyor, iç savaşın nasıl bir yıkıma neden olduğunu iki delikanlının hikâyeleri üzerinden aktarıyor. George ve Bessam isimli iki genç bunlar – De Niro, George’un lakabı. Beyrut’un Hıristiyan Arapların yaşadığı Doğu Yakasındadırlar; orada bulunmaları seçimleri değildir, doğumla edindikleri aidiyetleri nedeniyle oradadırlar. Roman boyunca bunun tek istisnası olarak Bessam’ın komünist amcasını tanırız, o Batı Yakası’nda, Müslümanların yanında savaşmayı yeğlemiştir.

    Hage, Bessam’ın ağzından bu iki arkadaşın hallerini şöyle özetliyor romanın başında: “Sonra yeniden motosiklete atladık. Askeri marşların, hepsi de zaferini ilan eden bin radyo istasyonunun arasından ilerledik. Kadın savaşçıların kısa eteklerine baktık, kız öğrencilerin baldırlarının yanından geçtik. Amaçsız, hedefsizdik; dilenci ve hırsız, kıvırcık saçlı, yaka bağır açık, gömleklerinin kıvrık manşetlerine Malboro sokmuş, iki abazan Arap; okulu bırakmış, merhametsiz, tabancalı, açlıktan nefesi kokan, Amerikan malı bol paçalı kot pantolonlar giyen nihilistler.”

    Milis ya da Mülteci

    İyi iki arkadaş olmalarına karşın birbirlerinin kopyası değillerdir, aralarındaki farklılıklar da zamanla derinleşir. George önce bir kumarhanede çalışır, patronu Hıristiyan milislerin komutanı olduğu için bir zaman sonra milislere katılır. Bessam’ın savaşmaya niyeti yoktur, aklı fikri Beyrut’tan kaçıp kapağı Roma’ya atmaktadır. Orada ne yapacağını bilmemesine, kendisini bekleyen zorlukların farkında olmasına rağmen savaşın sürdüğü bir ülkede olmaktansa başka bir yerlerde mülteci hayatı sürmeyi yeğliyordur. Savaşın olduğu yerde bir gelecek olamayacağının farkındadır. Milis olup savaşmayı seçen George’un gözüyse savaşın ganimetlerindedir. Seçtikleri bu gelecekler dışında bir gelecek tasavvur etmeleri bile mümkün değildir savaş sürerken.

    Her ikisinin de ideallerini gerçekleştirmek için paraya ihtiyacı vardır, bunun için birlikte kanundışı işler yaparlar.

    Buradaki ‘kanundışı’ sözü lafın gelişi tabii. Önce George’un çalıştığı kumarhaneyi dolandırırlar; daha sonra George milislere katılıp savaşçı olmayı seçince Bessam’a yeni bir iş önerir. Batı Yakası’na gizlice yapılan içki satışına aracılık edecektir. Savaşan taraflar arasında gizlice de olsa ‘ticaret’ sürmektedir; düşman bazıları için tüketici ya da ticarî partner olmayı sürdürmektedir.

    İç savaş yaşanan bir ülkede her türlü iktidarın zamanla elinde en çok silah ve asker olanlara geçtiğini, her türlü ilişkinin silah gücüyle şekillendiğini, savaşın kirinin savaşan, savaşmayan ülkedeki herkesin üzerine sıçradığını görüyoruz De Niro’nun Oyunu’nda. Böyle bir ortamda Bessam’ın (ve yaşıtlarının çoğunun) umutsuz, nihilist olması da kaçınılmazdır. Bu nihilist, vurdumduymaz ton roman boyunca hissediliyor. Gerek Beyrut’tayken gerek Beyrut’tan ayrıldıktan sonra Bessam pek çok kez ölümle burun buruna gelir. Onu koruyan, hayatta olmaya bir değer atfetmeyen nihilizmi olur çoğunlukla.

    Savaş bir kez başladığında

    Gerek iç savaşın kanlı sahnelerini (örneğin Sabra ve Şatilla baskınlarını) gerekse iç savaşın gündelik hayattaki yansımalarının gerçekçi tasvirlerini sunuyor olmasına karşın, De Niro’nun Oyunu sadece “Beyrut iç savaşını anlatan bir yapıt” olarak tanımlanacak bir roman değil. Avrupa’ya gidişiyle birlikte Bessam’ın sorunları sona ermez; Kavafis’in şiirindeki şehir gibi, bu savaş da onun arkasından gelecektir, yeni bir ülke bulamayacaktır.

    Rawi Hage’in de Beyrut’tan genç yaşta kaçmış olması nedeniyle insanın aklına Bessam’ın hikâyesiyle onun hayatı arasında bir paralellik olup olmadığı sorusu geliyor. Montreal Review of Books’ta yapılan söyleşide de ilk olarak bu sorulmuş. Hage, Bessam’ın savaştan kaçma konusundaki kararlılığının kendisininkiyle aynı olduğunu, her şeyin anlamının yittiği, politika ve dine olan inancının kalmadığı, sürekli boşlukla yüz yüze gelip her şeyin amaç haline geldiği varoluşçu ruh halinin de o yaşlardaki kendi ruh haline yakın olduğunu belirtmiş. Hage, IMPAC Dublin ödülünü kazandığında yaptığı konuşmada da Lübnan’dan genç yaşta ayrılmanın kendisini sınırlardan ve bayraklardan tiksinen bir yaratığa dönüştürdüğünü vurgulamış. Belli ki Hage’in edebiyatı gücünü, yaşadıkları ve tanık olduklarının yanı sıra, bu yaşadıklarının ona kazandırdığı bu bakış açısından da alıyor.

    Yöneticilerin savaştan çok büyük bir rahatlıkla söz ettikleri günlerden geçiyoruz. Belli ki savaşmamışlar, ama belli ki savaşın ne olduğunu anlatan romanlar da okumamışlar. Savaş hakkında bütün bildikleri tarih kitaplarındaki tanımlardan, efsanelerden, mitolojilerden ibaret.

    Behçet Çelik

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email

    Related Posts

    Bizans’ın Son Günleri

    Haçlıların Bizans’a Çektirdikleri

    ‘Weimar Türkiyesi’nde demokrat kalabilmek

    Comments are closed.

    Ara…
    İnternetten Satın Al!
    • N11
    • KitapYurdu
    • Idefix
    • D&R
    • GittiGidiyor
    • Pandora
    • Kabalcı
    • Sözcü Kitabevi
    • İlkNokta
    • Eganba
    • KitapCadde
    • PuntoKitap
    • Simurg
    • Nobel Kitap
    • Sol dergi ve gazete arşivi - SolYayin.com
    Eski Sayılar
    AltÜst Dergisi Eski Sayılar
    Etiketler
    Altüst altüst dergisi içerik altüst içindekiler Anayasa Arap devrimleri Araplar Ayrımcılık Azınlıklar Barış Cinsiyetçilik Demokrasi Devlet Devrimler Din Edebiyat Ekonomi Ekonomik kriz Emperyalizm Ergenekon Ermeni sorunu Ermeni Soykırımı Irkçılık Kadın hareketi Kapitalizm Kemalizm Kitap Kriz Kültür ve sanat Kürt hareketi Lenin Marksizm Meltem Oral Milliyetçilik Modernite Roni Margulies Savaş Sosyalizm tartışmaları Soykırım Suriye Devrimi Tarih Toplumsal sorunlar TÜRKİYE SİYASETİNDEN SAHNELER Özgürlük mücadelesi İktidar İslam
    © 2025 - Altüst
    • Künye
    • İletişim

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.

    Tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en alakalı deneyimi sunmak için web sitemizde çerezler kullanıyoruz. "Kabul Et" seçeneğine tıklayarak, TÜM çerezlerin kullanımına izin vermiş olursunuz.
    AyarlarKABUL ET
    Manage consent

    Privacy Overview

    This website uses cookies to improve your experience while you navigate through the website. Out of these, the cookies that are categorized as necessary are stored on your browser as they are essential for the working of basic functionalities of the website. We also use third-party cookies that help us analyze and understand how you use this website. These cookies will be stored in your browser only with your consent. You also have the option to opt-out of these cookies. But opting out of some of these cookies may affect your browsing experience.
    Necessary
    Always Enabled
    Necessary cookies are absolutely essential for the website to function properly. This category only includes cookies that ensures basic functionalities and security features of the website. These cookies do not store any personal information.
    Non-necessary
    Any cookies that may not be particularly necessary for the website to function and is used specifically to collect user personal data via analytics, ads, other embedded contents are termed as non-necessary cookies. It is mandatory to procure user consent prior to running these cookies on your website.
    SAVE & ACCEPT