Facebook Twitter Instagram
    Trending
    • Ulusalcılar kimlerdir ve “Yetmez ama evet”çilere karşı nasıl mücadele ederler?
    • #HEPİMİZGÖÇMENİZ Twitter’da
    • Bizans’ın Son Günleri
    • Haçlıların Bizans’a Çektirdikleri
    • Sebastiao Salgado: “Gözler çok şey anlatır”
    • Beyazlar Cazı Öldürmeye Çalıştı Müzik Kazandı
    • Käthe Kollwitz Kadınlar, anneler ve mücadele
    • Susamam
    Twitter Facebook
    Altüst Dergisi
    • Ana Sayfa
    • Satış Noktaları
      • İstanbul Satış Noktaları
      • Ankara Satış Noktaları
      • İzmir Satış Noktaları
      • Diğer İllerdeki Satış Noktaları
    • Abonelik
    • Yazı ve Danışma Kurulu
    • İletişim
    Altüst Dergisi
    Buradasınız:»Demokrasi mücadelesi»15 Temmuz Dünün Darbecilerini Aklayamaz
    Demokrasi mücadelesi

    15 Temmuz Dünün Darbecilerini Aklayamaz

    09 Aralık 2016Updated:09 Eylül 20175 Mins Read
    Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email

    Ozan Tekin

    AK Parti liderliği, Temmuz’un 15’ini 16’sına bağlayan darbe girişimiyle ilgili, en başından beri belirli bir siyasî hat anlatıyor. Buna göre, bu girişim “ordu içindeki bir azınlığın kalkışması”. Bu azınlıktan kastedilen ise Fethullah Gülen cemaatinin Türk Silahlı Kuvvetleri içerisindeki ayağı. Hükümete yönelik kanlı darbe girişimi tamamen “FETÖ’nün işi” olarak kodlanmış durumda.

    İktidardaki parti ile Gülen cemaati arasındaki ortaklık, en azından kamuoyunun önünde gerçekleşen gerilim ile bozulalı üç yıla yakın oldu. Bu süreçte, Gülencilerin AK Parti’ye yönelik çeşitli muhalefet girişimlerinde yer aldığı, seçimlerde her yerde iktidara karşı olan en güçlü alternatifi desteklemeye çalıştıkları, yolsuzluk ve hırsızlık operasyonlarının onların inisiyatifiyle başladığı, AK Parti’nin düşürülmesi için Batı dünyasında bir kamuoyu görüşü oluşturmaya çalıştıkları açık.

    Benzer şekilde, birçok farklı delil gösteriyor ki, bu cemaatin unsurları darbe girişiminin içinde de yer aldılar. Cuntanın merkezindeki bazı rollerde onların olduğu, devlet bürokrasisi içindeki farklı güçlerle koalisyon deneseler bile 15 Temmuz’un en kararlı uygulayıcılarının Fethullah cemaatinden geldiği açık.

    Cuntacılar ordu içinde azınlık mıydı?

    Ancak bu anlatının, darbe karşıtlarını, AK Parti içindeki birçok çevreyi dahi ikna etmeyen yanları var.

    Örneğin, kalkışmanın “bir azınlığın işi” olduğu iddiası doğru değil. TSK içinde 1 Temmuz verilerine göre 358 general ve amiral vardı. Bunların 151’i, yani yaklaşık %42’si ihraç edildi. Toplamda 3185 subay ihraç edilirken, darbe girişimi nedeniyle tutuklanan asker sayısı 7248.

    Darbeyi izleyen ilk günlerde, TSK komuta kademesinden darbe girişimine iştirak edenlerin oranı %1,5 olarak verilmişti. Oysa bu, yüz binlerce rütbesiz eri de kapsayarak yapılan, belli bir algı oluşturmaya yönelik yanlış bir hesaptı. Nitekim Adalet Bakanı Bekir Bozdağ dahi buna karşı çıkmış, “Üst düzeyde çok ciddi bir rakam var. 1,5’in 10 katı 20 katı değil, daha büyük. Neredeyse yüzde 50’si” demişti.

    Üstelik, bunlar sadece bir şekilde darbeye katıldığı düşünülerek önlem alınanlar. Bu anlatıyı yalanlayan bir diğer olgu ise ordunun darbeye katılmayan kesimlerinin de en azından “tarafsız” kalması, beklemesi, cuntacılara karşı hiçbir müdahalede bulunmaması. Öyle ki, Tayyip Erdoğan darbeye karşı kendi tarafında hiçbir üst düzey komutan bulamadı, belirli bir saatten sonra kendisini koruyabileceğini söyleyen 1. Ordu komutanına “Size nasıl güveneyim?” diye yanıt verdi.

    Dolayısıyla, birincisi, TSK’nın en üst düzey komuta kademesinin %40’ının Fethullahçılar tarafından ele geçirilmiş olması akla çok da yatkın olmadığına göre, bu darbe girişimi sırasında ordunun farklı kanatlarıyla birlikte bir koalisyon kurulmuştu. İkincisi, darbe gecesi olaylar farklı gelişseydi, cuntacılar biraz daha ilerleyebilselerdi, muhtemelen şimdi yalnızca girişime fiilen iştirak etmedikleri için “kahraman” ilan edilenler de tutum değiştirecek ve TSK “emir-komuta zinciri içerisinde” yönetime el koyacaktı.

    Kahraman ordu

    15 Temmuz’da halkın sokaklara dökülerek darbeyi durdurması, şüphesiz ki demokrasiye  hizmet eden ve sokağa çıkanların tek tek niyetlerinden bağımsız olarak anti-militarist bir eylemdi. Demokrasinin basit bir kuralı olan oy hakkı, insanların birkaç senede bir de olsa ülkenin yönetimiyle ilgili söz söyleme şansının olması, elinde silahlar olan bir grubun bunu yok sayarak iktidarı ele geçirmesine karşı korundu.

    AK Parti liderliğinin 15 Temmuz’u yalnızca FETÖ’yle ilişkilendirmesi, son derece milliyetçi ve devletçi bir darbe karşıtlığının inşa edilmesine, dolayısıyla geniş halk kitleleri tarafından darbe girişimi üzerinden bu devletin ve onu ayakta tutan Türk milliyetçiliğinin sorgulamasının önüne geçilmesine yarıyor.

    Tayyip Erdoğan, Türkiye ordusunun ne kadar “şanlı” olduğunu, içinde yalnızca “bir ur” bulunduğunu, şimdi bunlardan arındırılarak tekrar “milletin ordusu” hâline getirileceğini iddia ediyor.

    Oysa TSK, devletin kurucu prensipleri doğrultusunda, her zaman kendisini ülkenin yönetiminde söz sahibi pozisyonunda gördü. Bir ur veya küçük bir grup hainle filan değil; bizzat emir-komuta zinciri içerisinde sayısız darbe gerçekleştirildi, muhtıralar verildi.

    Ama bunun böyle anlatılması ve ordunun bu şekilde aklanması, AK Parti liderliğine Türkiye devletinin yıpratılmadan yola devam etmesi fırsatını veriyor. Böylelikle, bir ay önce darbe yapmaya çalışmış bir ordunun tankları bu kez Suriye’ye savaşmaya gönderiliyor, Kürt illerindeki savaşın –darbeci komutanlar oradaki vahşet üzerinden “kahramanlaşsa” da– sürdürülmesine olanak sağlanıyor.

    Resmî tarihin yeniden yazımı

    Hükümetin, CHP ve MHP ile birleşerek “Yenikapı ruhu” adını verdiği yerli ve millî eksen, bir yandan da yakın dönemde yaşanan tüm siyasî gelişmelerin yeniden yorumlanmasına, deyim yerindeyse yeni bir resmî tarih yazılmasına yol açıyor. 17-25 Aralık’ın “kumpas” olduğu açıklaması zaten darbe girişiminden önce de Ergenekon, Balyoz gibi davalara uyarlanmış, darbeciler teker teker salınmıştı.

    Şimdi, bunun üstüne, bu davalar iyiden iyiye “uydurma” ilan edilirken, sayısız darbe planı sebebiyle yargılananlar “FETÖ mağdurları” hâline geldi ve 15 Temmuz darbecileri karşısında kahraman askerler mertebesine yükseldiler.

    Hükümetin de hemfikir olduğu bu anlatıya göre, Fethullahçılar, orduda kendi önlerinin açılması için bu komutanlara ve subaylara kumpas kurmuşlardı. Her akşam TV’lerde bunlar anlatılıyor, Balyozcular ve Ergenekoncular “darbe karşıtları” olarak ahkâm kesiyor.

    Bu davaların sulandırılma girişimlerine davalar sürüyorken işaret etmiş, Ergenekoncuların Kürdistan’da yaptıklarına da uzanmadan askerî vesayetle köklü bir hesaplaşmaya girilemeyeceğini o zaman da dile getirmiştik. Ancak ne olursa olsun, yalnızca sanıkların davalarda yaptıkları savunmalar dahi, o dönem meydana çıkan darbe planlarının gerçekliğini teyit ediyordu.

    Üstelik olaylar sadece hukukî gelişmeler üzerinden yaşanmıyordu. 2005-2010 yılları arasında genelkurmay başkanlarının medyayı karşısına dizip bütün toplumu terbiye etmeye çalıştığını hatırlıyoruz. 27 Nisan e-muhtırasını, AK Parti’ye yönelik kapatma davasını hatırlıyoruz.

    Darbeciliğin kökünü kurutmak için mücadele

    Dolayısıyla, yerli ve millî mutabakatı, 15 Temmuz’un devleti koruyan ve kollayan bu analizini reddetmeliyiz.

    Ordunun gerçek rolünü, kapitalist toplumda nasıl bir işlev gördüğünü, Kürt illerinde yürütülen savaşın generallerin siyasette inisiyatif almasını sağladığını, dolayısıyla askerî vesayet rejiminin otoriter politikalardan ve savaştan beslendiğini sabırla anlatmalı, darbe karşıtlığının böyle bir eksende yeniden tanımlanmasını sağlamalıyız.

    Darbeyi durdurmak için sokağa çıkanları “IŞİD’ci” vs. olarak görerek aşağılayanlar için bunu başarmak imkânsız. Ancak 2007-2010 yılları arasında yürütülen darbe karşıtı mücadeleyi hatırlayanlar, özellikle Darbeye Karşı 70 Milyon Adım Koalisyonu’nun başını çektiği eylemlerin tam da böyle tarif edilebileceğini; darbe karşıtlığının Kürt halkının, 1915’te soykırıma uğramış Ermenilerin, LGBTİ bireylerin, işçilerin ve tüm ezilenlerin adalet talepleriyle birleştirilebildiğini anımsayacaktır.

    Darbecilikle gerçekten hesaplaşacak ve bir daha yaşanmasının önünü tıkayacak olan, böylesi özgürlük ve demokrasi yanlısı mücadelelerin kitlesel olarak verilmesi ve bunları savunan gerçek bir alternatifin inşa edilmesidir.

    Share. Facebook Twitter Pinterest LinkedIn Tumblr Email

    Related Posts

    Venezuela: Bir Dönemin Sonu

    Latin Amerika ABD’nin Kanlı Demokrasileri

    İçimizdeki devlet

    Comments are closed.

    Ara…
    İnternetten Satın Al!
    • N11
    • KitapYurdu
    • Idefix
    • D&R
    • GittiGidiyor
    • Pandora
    • Kabalcı
    • Sözcü Kitabevi
    • İlkNokta
    • Eganba
    • KitapCadde
    • PuntoKitap
    • Simurg
    • Nobel Kitap
    • Sol dergi ve gazete arşivi - SolYayin.com
    Eski Sayılar
    AltÜst Dergisi Eski Sayılar
    Etiketler
    Altüst altüst dergisi içerik altüst içindekiler Anayasa Arap devrimleri Araplar Ayrımcılık Azınlıklar Barış Cinsiyetçilik Demokrasi Devlet Devrimler Din Edebiyat Ekonomi Ekonomik kriz Emperyalizm Ergenekon Ermeni sorunu Ermeni Soykırımı Irkçılık Kadın hareketi Kapitalizm Kemalizm Kitap Kriz Kültür ve sanat Kürt hareketi Lenin Marksizm Meltem Oral Milliyetçilik Modernite Roni Margulies Savaş Sosyalizm tartışmaları Soykırım Suriye Devrimi Tarih Toplumsal sorunlar TÜRKİYE SİYASETİNDEN SAHNELER Özgürlük mücadelesi İktidar İslam
    © 2025 - Altüst
    • Künye
    • İletişim

    Type above and press Enter to search. Press Esc to cancel.

    Tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en alakalı deneyimi sunmak için web sitemizde çerezler kullanıyoruz. "Kabul Et" seçeneğine tıklayarak, TÜM çerezlerin kullanımına izin vermiş olursunuz.
    AyarlarKABUL ET
    Manage consent

    Privacy Overview

    This website uses cookies to improve your experience while you navigate through the website. Out of these, the cookies that are categorized as necessary are stored on your browser as they are essential for the working of basic functionalities of the website. We also use third-party cookies that help us analyze and understand how you use this website. These cookies will be stored in your browser only with your consent. You also have the option to opt-out of these cookies. But opting out of some of these cookies may affect your browsing experience.
    Necessary
    Always Enabled
    Necessary cookies are absolutely essential for the website to function properly. This category only includes cookies that ensures basic functionalities and security features of the website. These cookies do not store any personal information.
    Non-necessary
    Any cookies that may not be particularly necessary for the website to function and is used specifically to collect user personal data via analytics, ads, other embedded contents are termed as non-necessary cookies. It is mandatory to procure user consent prior to running these cookies on your website.
    SAVE & ACCEPT