Yazar: AltÜst Dergi

Bedenin Terbiyesi: İmralı Cezaevi Levent Geçkalan ‘İktidar’ın (bir kavram olarak) beden üzerindeki politikaları, çokça tartışılan bir konu. Yirminci yüzyılın önemli düşünürlerinden olan Michel Foucault, iktidarın (özellikle hapishaneler aracılığıyla) bedeni nasıl terbiye ettiğine dair önemli metinler ortaya koymuştur. Foucault’ya göre iktidar, bedeni siyasal alanın içerisine hapsederek kuşatmakta, terbiye etmekte, bedene doğrudan müdahalelerde bulunmaktadır. Bedenin iktidar tarafından kuşatılmasının nedeni, bedenin üretim gücünden kaynaklanmaktadır.[1] Foucault, iktidarın kendisine yönelik tehditleri önceden saptayıp dönüştürme ve ıslah etme yoluyla sistemle bütünleştirmeye çalıştığını ifade eder. Bunun yolu da hapishanelerden geçer.[2] Hapishaneler, iktidarın bedeni terbiye ettiği mekânlardan biridir. Foucault, hapishanelerin iktidarın üç temel amacına göre işlediğini belirtir: 1.…

Read More

Batı Kültüründe ‘Çerkes Güzeli’ imgesi İrvin Cemil Schick Batı’da Çerkes kadınlarından söz eden ilk edebî yapıtlardan biri, Prospero Bonarelli’nin Il Solimano (1620; Süleyman) adlı oyunudur. Bu trajedi, konusunu Avrupalıları hem cezbeden, hem de iğrendiren, öyle olduğu için de tekrar tekrar öykülenen bir tarihî olaydan alır: Şehzâde Mustafa’nın 1553’te öz babası Kanunî Sultan Süleyman’ın emriyle katli. Oyunda Mustafa’nın annesi olan Kanunî’nin eski gözdesinden “la Circassa” (İtalyanca “Çerkes kadını”) diye bahsedilmektedir. Daha sonraki yıllarda Bonarelli’nin trajedisini taklit eden birçok oyun yazılmıştır. Mustafa’nın annesinin asıl adı Mâhidevrân’dır—bazı kaynaklara göre ise Gülbahar. Sonradan Müslüman olduğuna dair ipuçları vardır, ama kaynaklar Çerkes olup olmadığı konusunda hemfikir…

Read More

No Sochi Belgeseli yönetmeni ile söyleşi “No Sochi!” belgeseli, üstü itinayla örtülmüş bir trajedinin ifşaasıdır. Kafkasya coğrafyasında 1864 yılında çok büyük acılar yaşandı. Çerkesler yıllarca sürecek bir kıyım ve sürgünle anavatanlarından kopartıldı. Soçi’nin yerli halkı Ubıhlar ise artık yok. Diasporada çok az Ubıh var ve dilleri yok olmak üzere. Benim özsularıma karışan, Karadeniz’in karanlık sularında yitip giden bir halkın acısıdır. O halk benim ana damarlarımdan biridir. Anne tarafından Çeçen’im, dolayısıyla No Sochi! belgeselinin hikâyesi benim hikâyemdir. Çocukluk anılarımda akordiyon sesi var, notalara basan tuşların ahenkli vuruşları… Sanırım beni o limana götüren bu ezgidir. Anneannemi, rengârenk çiçek desenli önlüğü belinde, oklavayla…

Read More

Rus Oryantalizmi ve Kafkasya Etnoğrafyası: Ötekini anlamak mı, hükmetmek mi? İrma Kreiten Kuzey Kafkasya silah zoruyla ve kan dökerek Rus İmparatorluğu’na dahil edildi. Savaşı hazırlayan, ona eşlik eden ve yeni işgal edilen toprakları daha da simgesel bir şekilde benimseyip Rus İmparatorluğu’na dahil eden araç ise, sömürgeciliğin hizmetine koşulmuş olan bilim idi. Sömürgeciliğin acı gerçeklerini tarihi araştırmalarla ispat etmek, olanları tarihleri, yerleri ve failleriyle ortaya dökmek o nedenle yetersiz kalıyor. Bilim kendisiyle yüzleşmeli, kendi tarihini de araştırmalı, sömürgecilikte ve emperyalizmde oynadığı rolleri sorgulamalı, açığa çıkarmalıdır. Şarkiyatçılığın eleştirisi de budur: sömürgecilik yararına çalışan bir bilimdi, tüm iddialarının aksine, tarafsız, masum ve amaçsız…

Read More

Soçi’den Dünyaya Yayılan “Barış” Dalgası Zeynep Ansukka Uluslararası Olimpiyat Komitesi Başkanı Thomas Bach, 2014 Soçi Kış Olimpiyatları’nın kapanış konuşmasında, olimpiyatların şahane geçtiğini ve Rusya’ya olimpiyatlar öncesinde yöneltilen eleştirileri tersine çevirecek mahiyette olduğunu ifade etti. Bach, Soçi’den dünyaya barış, hoşgörü ve saygı mesajlarının gönderildiğini belirterek olimpiyatları eleştirenlere bu mesajları görme çağrısında bulundu. Bu mesajlar o kadar kuvvetliydi ki, olimpiyatları “alnının akıyla” bitiren Rusya, mesaisini Ukrayna üzerinde harcamaya karar verdi ve yeni barış mesajlarını tanklara yükleyerek Kırım’a yollamaya karar verdi. Rusya, 6-23 Şubat tarihleri arasında Soçi’de gerçekleştirilen 22. Kış Olimpiyat Oyunları için 51 milyar dolar harcadı. Putin için Soçi, olimpiyat oyunlarına ev…

Read More

Çeçen-İnguşların Sürgün ve Soykırımı Burak Öztaş Şubat 1944. Çeçen-İnguş Sovyet Sosyalist Otonom Cumhuriyeti’nde genel olarak açık bir hava var. Kar, evleri ve ovaları bembeyaz bir örtüyle örtmüş; arka plandaki dağları kaplayan karlar ise onları daha bir geçilmez, daha bir heybetli gösteriyor… Alışılmışın dışında bir süredir tüm köylerde ve şehirlerde çok sayıda Kızıl Ordu askeri var, ama yerel halk bunu “23 Şubat Kızıl Ordu” gününün kutlamalarına yoruyor. Takvim yaprakları 23 Şubat 1944’ü gösterirken, sabah saat 09:00’da cumhuriyetin en ücra köşesindeki yerleşim birimleri dahil olmak üzere, Çeçen-İnguşlar bulundukları kentlerin ve köylerin meydanlarında toplanmaya çağrılıyor. Emre uyuyor halk, meydanlarda toplandıklarında yerleşim birimlerine gönderilen…

Read More

Türkiye’de Çerkesler Kuban KURAL Kafkasyalılar için 1859 yılı önemli bir kırılmanın başlangıcıydı. O yıl Ruslara teslim olmak zorunda kalan İmam Şamil’in esir alınmasının ardından Doğu Kafkasya’da büyük ölçüde hakimiyetini kuran Çarlık orduları tüm güçlerini Kuzey Batı Kafkasya’ya, yani Çerkesya’ya yöneltti. O güne kadar vatanlarını dağınık bir şekilde de olsa savunmaya çalışan Çerkesler, 1861 yılı 13 Haziran’ında Haj Granduk Berzeg liderliğinde başkenti Soçi olan Çerkesya Devletini ilan ettiler ve daha örgütlü bir direniş hattı oluşturmaya çalıştılar. Gerek sayısal, gerek teçhizat bakımından orantısız bir düşmana karşı gerçekleştirilen bu direniş, 21 Mayıs 1864 yılında yenilgiyle sonuçlandı. Çarlık Orduları 21 Mayıs’ta birkaç koldan girdikleri…

Read More

Kimliğe ait olmak/olamamak Kelemet Çiğdem Türk Bazı yaraların iyileşmesi zordur, bazıları zaman alır, bazıları hiç iyileşmez… Biz sürgün çocuklarının yaraları kabuk bağlasa bile, izi hep orada kalır. Atalarımızın bir buçuk asır önce yaşadığı soykırımın acısı gelir bizi bulur. Kim bilir ne çok Çerkes hikâyesi dinlediniz şimdiye kadar; Çerkes Ethem, Çerkes tavuğu, güzel Çerkes kızları… Danslarımızı, şarkılarımızı bir kenara bırakıp, “Çerkesler kim” sorusuyla baş başa kalınca, kim olduklarını düşündünüz mü hiç? Belki bu dosyanın yazarları size Çerkesleri anlatmayı başarabilir… Çerkeslerin anavatan özlemi hiç bitmedi. Gitmeseler de, görmeseler de Kafkasya’nın yurtları olduğunu ve orada bir yerde hep durduğunu bildiler. Gidenler, hatta oraya…

Read More

Bursa Yahudi Mahallesi: Arap Şükrü ve Sokağı Güzin Değişmez Şimdi meyhane olan, sağdaki çıkmaz sokağın ikinci evinde doğdum. Hani sokağı tepeden gören, Vitali’nin meyhanesine bakan, yuvarlak cepheli, şimdiki Hasır Izgara’nın tam kar­şısındaki ev. Alanlık’ta ve çok kısa kaldığı­mız, bitişikte de babaannemlerin oturduğu ev, ikinci evimiz. Son olarak, Arap Şükrü Sokağı’ndaki yere ta­şınıyoruz. Muhtemelen burası da bir Yahudi evi. Şükrü Çavuş Sokağı’nın hemen köşesinde Vitali’nin meyhanesinin üstünde Yuda’nın babası Lia Amcalar otururdu. Biz Lia der­dik ya, asıl adı İlya’ydı. Altta Vitali, Pepo Amca, Leyla Teyze, yani sanatçı Linet’in annesi, benim doğduğum evin bir üst soka­ğında yaşarlardı. Albert Amca, Lizet Teyze, Roza’nın…

Read More

Piyasa Şişkinliği ve Servet Nihat Kentel Tahvil alımı yoluyla, yani devleti borçlandırarak para arzı yaratmak, ABD Merkez Bankası’nın (FED) ana  işlevlerinden biridir.  Geçen Mayıs ayında FED’in başkanı Bernanke önce tahvil alımını zamanla bitireceğini söyleyip ardından da “Pardon, ben öyle demek istememiştim” diyerek, dünyanın parasal dengelerini yerinden oynattı. Kapitalist piyasalar paranın daralacağı olasılığını düşünmek bile istemiyor. Merkez bankaları da oyunu bozmaya ve piyasaların sonunu getirebilecek riskli bir adıma yanaşamıyor. Bernanke için bir sınama, dünyanın geri kalanı için eşek şakası olan bu açıklamalar, bize malî piyasaların ne kadar kırılgan ve dünyanın ipini çekebilecek güçte olduğunu hissettirdi. Neoliberalizm sayesinde, hisse senedi sahibi olanlardan…

Read More